"İnsanla hayvan arasını ayıran fark edeptir!.."

"Dilini muhâfaza et. Amel defterinde ve terâzide sevâbını bulamayacağın söz söyleme."

Hacı Ahmed Şemseddîn hazretleri büyük velîlerdendir. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halîfelerinden Osman et-Tavilî'nin dördüncü oğludur. 1811 (H.1226) senesinde Irak'ta Tavila'da doğdu. Babasının tahsil ve terbiyesinde yetişti. Babası ona icâzet verdi. Bir ara İstanbul'a gelerek Sultan Abdülmecîd Hanı ziyâret etti. Pâdişâhın ihsân ve iltifâtına kavuştu. Sonra Hicaz'a giderek hac ibâdetini yerine getirdi. Memleketine dönünce İslâmiyeti anlatmaya devâm etti. 1890 (H.1308) senesinde orada vefât etti.

Bir sohbetinde buyurdu ki: Ey kardeşim! Kalb gözünü aç! İyi gör ve bil ki, Allahü teâlâ senin için neler yarattı, neler gösterdi. Ağaçlara güzellik koydu. Ağaçlarda çeşitli meyveler yarattı. Her birinin tadını ayrı ayrı yarattı. Hâlbuki o ağacın, kendinden, çiçeğinden ve meyvesinden haberi bile yoktur. Bunun gibi, nice mahlûklarda senin faydalanman için nice güzel şeyler yarattı ki, bu güzel şeylerin kendisinde bulunduğu mahlûklar, (ağaç misâli) kendilerinde bulunan bu güzel şeylerden habersizdirler. Kamışta şekeri, ceylanda miski, sığırda anberive ağaçta kâfûru yaratması böyledir.
Akıllı, zeki, derviş, zengin ve cimrinin kimlere denildiğini yedi yüz tane âlimden sordum. Hepsi de birbirine yakın cevaplar verip şöyle dediler:

"Dünyâyı sevmeyen kimse, akıllıdır. Dünyânın aldatıcı ve yalan olan zevklerine aldanmayan kimse, zekîdir. Allahü teâlânın takdir ettiğine râzı olan, kanâat eden, zengindir. Dünyâya âit arzusu bulunmayan, Allahü teâlânın rızâsını isteyen kimse, derviştir. Allahü teâlânın verdiği nîmetlerden, mahlûkuna faydalı olanları vermekten kaçınan, cimridir."