"Seni ziynet yönünden ağır getirecek şeyi söyle ve kıymetini artıracak şeyi yap."
Nevrekoplu Osman Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Selanik civarındaki Nevrekop kasabasında doğdu. Önce zâhirî ilim tahsîli ile meşgûl oldu ve tahsîlini tamamladıktan sonra tasavvufta yetişmek için Halvetî tarîkatı şeyhlerinden Şâkir Efendinin sohbetlerinde yetişmekte iken bu hocası vefât etti. Bunun üzerine Edirne'de Kâdirî yolunun rehberlerinden Şeyh Abdülkâdir hazretlerine talebe oldu. İcazet verilerek memleketine, talebe yetiştirmek için gönderildi. On sekizinci asrın sonlarında vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:Şu hususa çok dikkat etmelidir. Babadan kalmış veya bir kolayını bulup gelir temin etmek gâyesiyle bir dergâh ele geçirmiş kimseler vardır. Bunlar tasavvuf yolunda, bâzı kitap ve risâleleri okuyarak âriflik iddiâ ederler. "Şeyhiz" diyerek, insanlara doğru yolu göstermek isterler. Fakat kendileri doğru yolun hangisi olduğunu bilmezler. Böyle kimseler kör bir insan gibidir. Bunların talebeleri de kör olur. Bunların, eninde sonunda tehlikeli bir uçuruma düşmelerinden korkulur...Bir başka grup daha vardır ki, bunların ne gusül abdesti, ne abdesti, ne namazı, ne de oruçları vardır!..Her türlü yasakları mübâh derecesinde işlerler. "Bizim guslümüz ezelîdir. Abdestimiz o zaman alınmıştır. Namaz ve oruçlarımız o zaman edâ olmuştur", "Biz cemâl âşıkıyız. Bizim Cennet ve Cehennemle işimiz yoktur" derler. Bu gibi kimselerden uzak olmak lâzımdır. Bu kimselerden uzak kalmak, Allahü teâlâya yakın olmaktır. Bu gibiler pisliğe batmışlardır. Yanlarına varanlara pislik bulaşır. Bir hoca, ilim öğrenmek isteyen talebesine şu beş şeyi emreder: