İlk iş,tâlibetövbeyi öğretmek olmalıdır

"Bu yolda tövbesiz adım atmak faydasızdır. Topluca bütün günâhlardan tövbe etmekyeterlidir."

Sâhib Abdürreşîd Fârûkî, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunlarındandır. 1237 (m. 1821) senesinde Hindistan'ın Luknov şehrinde doğdu. Dedesi Ebû Sa'îd Müceddidî hazretlerinden ilim öğrenmeye başladı. Yirmi yaşında iken dedesinin sohbetinde yetişip, Müceddidiyye yolunda icâzet aldı. Hindistan'ın İngilizler tarafından işgalinden sonra Mekke-i mükerremeye hicret etti.1287 (m. 1870) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin, "Mebde' ve me'âd" kitabını Arabîye tercüme etti ve çok kitap yazdı.Bu kitapta şöyle anlatılır:

Bir tâlib bir şeyhin mürşid-i kâmilin huzûruna gelince, şeyh ona istihâre etmesini söylemelidir. Üçten yediye kadar istihâre ettirmelidir. İstihârelerden sonra istek ve arzûsunda bir tezebzüb dalgalanma ve tereddüd meydâna gelmezse, ona büyükler yolunu açmalıdır. İlk iş ona tövbeyi öğretmektir. Bunun için iki rekat tövbe namâzı kılmasını söylemelidir. Zîrâ bu yolda tövbesiz adım atmak faydasızdır. Ammâ tövbede icmâl kısa ve topluca bütün günâhlardan tövbe etmek yeterlidir. Tafsîlini dahâ sonraya bırakır. Çünkü bu günlerde, yaniilk zamânlar himmetler düşük, kalbler dağınık olup, arzû edilen netîce elde edilemez. Eğer baştan tafsîli tövbe etmeye mecbûr edilse, bunun ciddî olabilmesi için epey bir zamân gerekir. Bu zamân zarfında istek ve arzûsunda bir gevşeklik ve soğuma meydâna gelebilir ve bu yüzden istediği şeyden geri kalabilir. Hattâ baştan yapılan tafsîli bir tövbe beklenen netîceyi vermeyebilir. Bundan sonra, tâlibin hâline münâsip olan bir vazîfe vermelidir. İstidâd ve kâbiliyetine uygun zikir talîm ve telkîn etmelidir. Yoldaki işini kolaylaştırmak için tâlibin hâline teveccühde eksiklikte bulunmamalı, kalbinde hâsıl olan hâlleri gözetmeli, ondan uzak durmamalıdır. Yolun edeb ve şartlarını ona açıklamalı, onu teşvîk etmelidir.