İlim, aklı aydınlatır, cehâleti öldürür...

İlim; insanı akla götürür, kim ilim öğrenirse akıllanır, ilim; nefsi, rûhu ihyâ eder (diriltir)...

Alâeddîn Halîfe Osmanlı âlimlerindendir. Fâtih Sultan Mehmed Hân devrinde yaşadı. Önceleri asker idi. Şeyh Ebdâl Alâeddîn'in tavsiyesi ile Halvetiyye tarikatına girdi. Şeyh Alâeddîn'in vefâtından sonra, büyük halîfesi Şeyh Sinân'ın hizmetine girdi. Daha sonra İstanbul'a geldi. Burada büyük bir zaviye yaptırdı ve talebe yetiştirdi. İstanbul'da vefat etti. Sohbetlerinde şunları anlattı:

"Câhil; dayakla uslanmaz, nasihatlerden payını almaz."

"İlim; insanı akla götürür, kim ilim öğrenirse akıllanır, ilim; nefsi, rûhu ihyâ eder (diriltir). Aklı aydınlatır, cehâleti öldürür."

"Zulüm; ayakların kaymasına, nimetin zevâline, milletlerin helakine sebep olur."

"Allahü teâlâdan başka her şeyden uzaklaşmak, ermişlerin ibâdetidir."

"Müminin gerçek sevgisi, buğzu, bir şeyi alması, yapması ve terki, Allah için olur."

"Kâmil mümin gizli şükreder, belâya karşı sabreder, ümîd hâlinde iken bile korkar."

"Akıllı kimse, Rabbine ibâdetle, nefsin arzusuna karşı gelendir. Câhil kimse, mâsiyet (günah) işleyerek nefsin arzusuna uyandır."

"Allaha vuslat (erişmek), insanlardan uzak durmakla olur."

"İlim, hikmet semeresidir (meyvesidir)."

"İhtirâslı kimse, bütünüyle dünyâya mâlik olsa dahi fakirdir."

"Doğruluk, İslâmın direği, îmânın desteğidir."

"Allah için cömertlik, mukarrebînin (ermişlerin) ibâdetidir."

"Allahın azâbından korkmak, müttekîlerin nişanıdır."

"Günahlardan sakınmak, tövbekârların ibâdetidir."