İbâdetlerin en kıymetlisi namazkılmaktır...

Namaz kılarken, Allahü teâlâ ile kul arasındaki perdeler kalkar.

Rüstem Efendi Nakşibendî tarikatının büyüklerinden bir zat olup Sivas'ta doğdu. İstanbul'a giderek Mevlâna Halid-i Bağdadî hazretlerinin halifelerinden Abdülfettah Akrî Efendinin sohbetlerine devam etti. Hilâfet verilerek memleketine gönderildi. 1863 (H. 1280) tarihinde memleketinde vefat etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:

İslâmın binâsı beştir: Birincisi,(Eşhedü en-lâ-ilâhe-illallah)demek ve bunun mânasını bilmek ve inanmaktır. Buna(Kelime-i şehâdet)denir. Dördü de, namaz, zekât, oruç ve hacdır. Bu beş esastan biri bozuk olursa, İslâmiyet de bozuk olur.

Îtikatı düzelttikten ve şeriatauyduktan sonra, Sôfiyye-i aliyyenin yolunda ilerlemek lâzımdır. Allahü teâlânın marifeti, bu yolda hâsıl olur ve nefsin arzularından kurtulmak nasip olur. Sahibini tanımayan kimse, nasıl yaşıyabilir, nasıl rahat eder! Bu yolda marifet sahibi olmak için,(fenâ bil-mâruf)lâzımdır. Yâni, Allahü teâlâdan başka her şeyi unutmak lâzımdır. Kendini var bilen kimse, marifete kavuşamaz.(Fena)ve(Bekâ)vicdânda, kalbde hâsıl olan şeylerdir. Anlatmakla anlaşılmaz. Marifet nîmetine kavuşmayanın, bunu dâimâ araması lâzımdır. Tahkîri emrolunan ve muvakkat olan şeyin tâmîri ile uğraşmamalıdır.

Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına(Şeriat)ve(Ahkâm-ı ilâhiyye)denir. Emredilenlere(Farz), yasak edilenlere(Haram)denir. İbâdetlerin en kıymetlisi ve İslâm dîninin temeli her gün beş vakit(Namaz)