Hayvan topal, vakit ise kış zordur akşama ulaşmamız
Abdülvehhâb-ı Şa'rânî hazretleriİbn-i Münîr hazretlerinin hasta olduğunu duyar ve düşer yollara...
İbn-i Münîr hazretleri Şâfiî mezhebi âlimlerinden ve büyük velîlerdendir. İsmi, Muhammed bin Abdürrahîm, lakabı Şemsüddîn'dir. Daha çok İbn-i Münîr diye tanınır. Lübnan'da Baalbek'te doğdu. 1531 (H.937) senesinde Baalbek'te vefât etti. İbrâhim Metbûlî hazretlerinin yetiştirdiği talebelerin önde gelenlerindendir. Abdülvehhâb-ı Şa'rânî şöyle anlatır:"İbn-i Münîr hazretlerinin hastalığı haberi bana ulaşınca, Ebü'l-Abbâs el-Harîsî ve Ebü'l-Abbâs el-Gamrî ile birlikte onu ziyârete niyet ettik. Ertesi günü sabah erkenden, Bâb-ün-nasr denilen yerde buluşup yola çıkmaya karar verdik. Oraya erken gelen ötekileri bekleyecekti. Sabahleyin ben geldiğimde, arkadaşlarımı bulamadım. Oradaki kapıcı; "Onlar buraya geldiler. Epey müddet beklediler. Sonra da, Hânke yolundan çıkıp gittiler" dedi. Ben onlara yetişirim ümîdiyle yola çıktım. Biraz sonra Yemen tarafından gelen bir derviş ile karşılaştım. Bana; "Nereye gidiyorsun" dedi. "İbn-i Münîr hazretlerine gidiyorum" deyince; "Ben de aynı yere gidiyorum" dedi...Benim bindiğim hayvan topal, vakit de kış günü olduğu için, normalde akşama ancak varabilirdik. Fakat daha güneş az yükselmiş idi ki, birden kendimizi o zâtın yanında bulduk. Yanına girdik. Çok hâlsiz düşmüş, gözlerinde tâkat kalmamıştı. Üç günden beri konuşmadığını öğrendik. Bizim girdiğimizi hissetti, fakat kim olduğumuzu tanıyacak hâlde değildi. "Kimsin" diye sordu. "Abdülvehhâb" dedim. Bunu duyunca; "Kardeşim, buraya kadar niçin zahmet ettin" dedi. "İnşâallah bu ziyâretimiz çok hayırlı olur. Sevap kazanırız" dedim. Bana çok duâ etti. Öğle namazından sonra vedâ edip ayrıldım...