Farzın yanında nâfilenin hiçbir kıymeti yoktur!..
''Bir farzı vaktinde yapmak,bin sene nâfile ibâdet yapmaktan daha çok faydalıdır.''
Hasan Hamdi Efendi son devirde yaşayan Nakşibendî yolunun ileri gelenlerindendir. Afyon'un Sandıklı ilçesinde doğdu. 1904'te İstanbul'da vefât etti. Sohbetlerinde İmam-ı Rabbânî hazretlerinin Mektubatından okurdu. Bir sohbetinde şunları nakletti:Birinci cild 29. mektupta buyuruluyor ki: İnsanı Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşturacak işler, farzlar ve nâfileler olmak üzere ikiye ayrılır. Farzların yanında nâfilelerin hiç kıymeti yoktur. Bir farzı vaktinde yapmak vakti geçmiş ise, hemen kaza etmek, bin sene nâfile ibâdet yapmaktan daha çok faydalıdır. Hangi nâfile olursa olsun, ne kadar hâlis niyet edilirse edilsin, ister namaz, oruç, zikir, fikir olsun, ister başka nâfileler olsun, hep böyledir. Hatta, farzları yaparken, bu farzın sünnetlerinden bir sünneti ve edeblerinden bir edebi gözetmek de, böyle çok faydalıdır. 123. mektûbu okuyunuz!Öğrendiğimize göre Emîr-il-müminin Ömer Fârûk hazretleri sabah namazını cemaat ile kıldıktan sonra, cemaate baktı, eshâbından birini bulamadı. (Filan kimse cemaatte yoktur) buyurdu. Orada bulunanlar, o kimse gecenin çok saatlerinde uyumaz. Nâfile ibâdet yapar. Belki şimdi uykuya dalmıştır, dediler. Halîfe, (Eğer bütün gece uyuyup da sabah namazını cemaat ile kılsaydı daha iyi olurdu) buyurdu. Bundan anlaşılıyor ki: Bir edebi gözetmek ve tenzîhî olsa bile, bir mekruhtan sakınmak, zikirden ve fikirden ve murâkabeden ve teveccühden daha faydalıdır. Tahrîmî olan mekruhtan sakınmanın faydasını, artık düşünmelidir.