"Elimize bir şey geçerse, başkalarını kendimize tercih eder, başkalarına veririz."
Şakîk-i Belhî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İbrâhim Edhem'in talebesi, Hâtim-i Esâm'ın hocasıdır. Afganistan'da Belh'te doğdu. 790 (H.174) senesinde Bağdât'ta vefât etti.Şakîk-i Belhî, Mekke'ye gitti. Orada pekçok kimse etrâfında toplanır, sohbetlerinden ve nasîhatlerinden istifâde ederlerdi. Birisine dedi ki: "Geçimini nasıl temin ediyorsun. Bir şey bulamazsan ne yapıyorsun" O kimse dedi ki: "Bir şey bulursam şükrediyorum, bulamazsam sabrediyorum." Şakîk-i Belhî; "Belh şehrinin köpekleri de böyledir. Buldukları zaman, sevinirler. Bulamazlarsa bekleyip sabrederler" buyurdu. O kimse dedi ki: "Peki bu hususta sizin yaptığınız nedir." Cevâbında; "Elimize bir şey geçerse, başkalarını kendimize tercih eder, başkalarına veririz. Geçmezse şükrederiz." Bunun üzerine o kimse Şakîk-i Belhî'ye sarıldı ve; "Vallahi sen büyük bir zâtsın" dedi...Bu mübarek zat, hacdan dönüp Bağdât'a geldiğinde vaaz vermeye başladı. Hep, Allahü teâlâya tevekkül etmenin lüzumunu anlatırdı. Birisi gelip, kendisine; "Hacca gitmek istiyorum" deyince, o kimseye; "Yol harçlığın nedir" diye sordu. O kimse; "Allahü teâlânın benim için takdir ettiği rızkın mutlaka bana ulaşacağını, bu rızkı başkalarının alamayacağını, Allahü teâlânın takdirinin her zaman benimle berâber olduğunu, hangi hâlde ve durumda bulunursam bulunayım, Allahü teâlânın benim durumumu benden daha iyi bilmekte olduğunu bilirim" dedi. Bunun üzerine Şakîk-i Belhî; "Çok güzel, ne güzel yol harçlığın var. Tevekkül böyle olmalı. Güle güle git kardeşim. Yolun açık olsun" buyurdu...