"Eshâbımın hiçbirine dil uzatmayınız!"

Eshâb-ı kirâmın her birini sevmemiz, hepsine saygı göstermemiz lâzımdır.

Ömer El-Bezzâr hazretleri hadis âlimi ve evliyânın büyüklerindendir. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin talebelerinden olup, hadîs ve fıkıh ilminde de âlimdir. 1138 (H.533) senesinde doğdu. 1211 (H.608) de vefât etti. Tasavvuf ilmine ve hâllerine Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin derslerinde ve sohbetlerinde kavuştu. Uzun müddet ondan ayrılmayıp, fıkıh ilmini öğrendi. Hadîs ilmini ise Ebü'l-Kâsım Saîd bin el-Bennâ, Ebü'l-Fadl Muhammed bin Nâsırüddîn gibi âlimlerden öğrenmiştir. Şöyle nakleder:

Eshâb-ı kirâmın her birini sevmemiz, hepsine saygı göstermemiz lâzımdır. Bununla ilgili hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Eshâbımı sevmekle, benim Peygamberlik hakkımı gözetiniz. Benim hakkımı böylece gözetenleri, Allahü teâlâ, her işlerinde korur ve yardım eder. Benim Peygamberlik hakkımı gözetmeyenleri de, Allahü teâlâ sevmez. Bunların cezâ görecekleri, sürünecekleri zaman pek yakındır.)

(İnsanlar çoğalmakta ve Eshâbım azalmakta ve kıymetleri de o nisbette artmaktadır. Eshâbıma söğmeyiniz! Eshâbıma söğenlere Allah lânet etsin!)

(Eshâbımın hiçbirine dil uzatmayınız, lekelemeye uğraşmayınız! Onun kudreti ile yaşamakta olduğum Allaha yemin ederim ki, sizlerden biri Uhud Dağı kadar altın sadaka verse, Eshâbımdan birinin bir müdiki Rıtl, 260 dirhem-i şer'îarpa sadakasının sevabını bulamaz.)

(Ne mutlu beni görüp îman edenlere ve ne mutlu beni görenleri görenlere ve yine ne mutlu beni görenlerin görenini görenlere! Bunların hepsi, ne iyi ve ne bahtiyâr kimselerdir. Bunların nihâyet gidecekleri yer, en iyi yerdir.)