"Bir bid'at ortaya çıkaran kimseyle harpederim!.."
"Bir sözü anlamayacak kimseye söyleme! Çünkü o söz, ona zararlı olup, fayda vermez."
Ebû Kılâbe hazretleri Tabiînin büyüklerinden olup hadîs ve fıkıh âlimidir. İsmi, Abdullah'dır. Eshâb-ı kiramdan Sabit bin Kays ve Enes bin Mâlik'ten (radıyallahü anhüm) ders alıp, hadîs-i şerîf rivâyet etti. 104 (m. 722)'de vefat etti. Devamlı helâl kazanmayı teşvik ederdi. Bunun için, Eyyüb-i Sahtiyanî'ye "Çarşıya git iş ara Zira en büyük huzûr, insanlara muhtaç olmamaktır" buyurdu. Yine bir zâta "Seni, geçimini temin ederken görmek, câmi köşesinde görmemden daha sevimlidir." buyurdu...Sohbetine devam eden bir talebesi vardı. O döküntü hurma satardı. O'na; "Ben, senin sohbet meclisinden faydalandığını zannediyordum. Fakat şu bir hakîkattir; Allahü teâlâ her düşük şeyden bereketini almıştır" buyurdu.Namazlardan sonra"Allahümme innî es'elüke't-tayyibât ve terk-el-münkerât ve hubbe'l-mesâkîn ve en tetûbe aleyye ve izâ eratte lî ibâdike fitneten en teveffanî gayre meftun"duâsını okurdu. Hikmet dolu pek çok sözleri vardır. Buyurdu ki:"Hem dünyâ, hem de âhirette yaşayan kimseye ne saadet" buyurunca "Âhirette nasıl yaşandığı" kendisinden soruldu. "Dünya yaşayışında Allahü teâlâyı hatırından çıkarmadı ve dâima O'na yalvardı ve bu sayede de âhirette O'nun rahmetine mazhar oldu.""Bir kimse bir bid'at ortaya çıkarırsa onunla harpederim.""Allahü teâlâya şükür yapılmasına vesîle olan dünyalık insana zarar vermez.""Bir sözü anlamayacak kimseye söyleme! Çünkü o söz, ona zararlı olup, fayda vermez.""Arzu ve istekleri peşinden koşanlarla beraber oturup kalkmayınız. Onlarla konuşmayınız. Çünkü, sizi kendi sapıklıklarına düşürmelerinden, zihninizi karıştırmalarından korkuyorum."