Allahü teâlâ, herkese, tevekkülü emreyledi!

Sûre-i Mâidede​ buyuruldu ki:"Eğer îmânınız varsa, Allahü teâlâya tevekkül ediniz!"

Cemâleddîn İbrâhîm Şîrâzî hazretleri Şâfiî fıkıh âlimlerindendir. 393'te (m. 1003) İran'da Şîraz'ın Fîrûzâbâd beldesinde doğdu. Tahsil için Şîraz, Basra ve Bağdat'a gitti. İcazet alarak Nizâmiye Medresesinde müderris oldu.476 (m. 1083)'de Bağdat'ta vefat etti. "et-Tenbîh fî fürûi'l-fıkhi'ş-Şâfi'î" isimli eserinde şöyle buyuruyor:

Allahü teâlâ, herkese, tevekkülü emreylemiştir. (Tevekkül îmânın şartıdır) meâlindeki âyet-i kerîme, bu emrlerden biridir. Sûre-i Mâidede, (Eğer îmânınız varsa, Allahü teâlâya tevekkül ediniz!), sûre-i İmrânda, (Allahü teâlâ, tevekkül edenleri elbette sever), sûre-i Talâkda, (Bir kimse, Allahü teâlâya tevekkül ederse, Allahü teâlâ, ona kâfîdir), sûre-i Zümerde, (Allahü teâlâ, kuluna kâfî değil midir) meâllerinde dahâ nice âyet-i kerîme vardır.

Resûlullah efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyuruyor ki:(Ümmetimden bir kısmını, bana gösterdiler. Dağları, sahrâları doldurmuşlardı. Böyle çok olduklarına şaşırdım ve sevindim. Sevindin mi, dediler, evet dedim. Bunlardan ancak yetmişbin adedi hesapsız Cennete girer dediler. Bunlar hangileridir diye sordum. İşlerine sihir, büyü, dağlamak, fal karıştırmayıp, Allahü teâlâdan başkasına tevekkül ve itimat etmeyenlerdir buyuruldu.)Dineyenler arasında Ukâşe "radıyallahü anh"ayağa kalkıp, (Yâ Resûlallah! Dua buyur da, onlardan olayım) deyince, (Yâ Rabbî! Bunu onlardan eyle!) buyurdu. Biri kalkıp, aynı duayı isteyince, (Ukâşe senden çabuk davrandı) buyurdu.