"Âlimi ve ilmi seven hatâ işlemez..."

"Sakın, ilmi ve âlimleri sevmekten uzak kalmayınız. Bu, kurtuluş vesîlesidir."

Radıyyüddîn Ali hazretleri evliyânın meşhurlarındandır. Seyyid olup soyu Peygamber (sallallahü aleyhi ve selem) efendimize ulaşır. İran'da Tebrîz yakınlarında doğdu. Tebrîz'de ilim öğrendi. Tahsîlini tamamlayıp, fetvâ verecek dereceye yükseldikten sonra Herat şehrine kâdı olarak tâyin edildi. Gördüğü bir rüyâyı bir işâret kabûl edip, derhâl vazifesinden istifâ etti. Herat'tan ayrıldı. Geylân bölgesinde bulunan Seyyid Cemâleddîn-i Ezherî hazretlerine talebe oldu. Bâtınî ilimlerde kısa zamanda yükseldi. Seyyid Cemaleddîn'in en önde gelen talebelerinden ve halîfelerinden oldu. Ona hocası tarafından icâzet ve hilâfet verilip, Horasan taraflarına gönderildi. 1320 (H.720) senesinde Horasan'da Meşhed'de vefât etti. Sohbetlerinde talebelerine buyurdu ki:

Ey talebelerim! İnsanların maksada, saâdete kavuşmaktan mahrum kalmalarının sebebi; âhiret yolunu bırakıp, yalancı dünyâya sarılmalarıdır. Âhiret saâdetini isteyen kimse, doğru îtikâda sâhib olup, bid'at ve dalâlet olan şeylerden uzak durarak ve yaptıı her işten hesâba çekileceğini bilerek, ona göre hareket etmelidir. Ey dostlarım! Gidişâtınızdan habersiz olmak kadar kötü birşey yoktur. Bu hâl, gaflet içinde olmanın delîlidir. Başkalarının habersiz olduğu şeyler, bu yolun büyüklerine açılmıştır. Onların maksadı, Allahü teâlânın rızâsını aramaktır. Onlar, buna kavuşmuşlardır. Allahü teâlâ, her asırda sevip seçtiği kullarından bir büyük zât yaratır. Böylece herkesi belâlardan, felâketlerden korur. Ey talebelerim! Böyle olan zâta talebe olunuz. Böylece dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşursunuz. Ümmet-i Muhammed'in aydınlatıcıları olan âlimlere yakın olunuz. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve selem) efendimiz;