"Âhirette istirahatin engüzeli âbidler içindir..."

"Ey kardeşim Zürâre! Allahü teâlâdan kork ve ona itâat et! O'nun azâbını unutma!"

Muhammed bin Yûsuf İsfehânî hazretleri Tebe-i tâbiînin âlim ve velîlerindendir. 774 (H. 157)'de İran'da İsfehan'da doğdu. İlim tahsili için uzun zaman Mekke'de bulundu. Basra'da ikâmet etti. Süfyân-ı Sevrî ve Tâbiinin büyük âlimlerinden hadîs rivâyet etti. 804 (H.188)'de Basra'da vefât etti.

Yûsuf bin Zekeriyyâ anlatır: Biz Harran'da idik. Muhammed bin Yûsuf hazretleri yanımıza geldi. Oradaki hadîs âlimleri etrafını çevirdiler. Hemen Harran'dan ayrılıp Resûleyn denilen yere gitti. Bir ay orada kaldıktan sonra geri geldi. Orada neden çok kaldıklarını sordum. "Resûleyn'de bir ay kaldım. Ne kimse beni tanıdı, ne de ben kimseyi tanıdım" buyurdu. Dikkat ettim; Muhammed bin Yûsuf hazretleri, ekmeğini her zaman değişik fırından alırdı. Sebebini sorduğumda; "Her zaman aynı fırından alırsam, belki fırın sâhibi beni tanır ve bana hürmet eder, bende ozaman dînimi dünyâya âletetmiş olmaktan korkarım" buyurdu.

Dostlarına; "Bu zaman fazîleti arama zamânı değil, bilakis kurtuluşu arama zamânıdır" buyurdular.

Kardeşi Zürâre'ye yazdığı mektupta; "Ey kardeşim Zürâre! Allahü teâlâdan kork ve ona itâat et! O'nun azâbını unutma! O'nun azâbına kimse karşı koyamaz. Şartlarına sâhib olunca hacca git! Zîrâ hadîs-i şerîfte Resûlullah efendimiz;"Her kim ki helâlden kazandığı mal ile Allahü teâlânın rızâsı için haccetse, anasından doğduğu gün gibi günahsız olur"buyurdu.
Bir sohbetinde"Şu gördüğünüz arâzilerin hepsini iki kuruş karşılığında bana verseler hiç sevinmem. Zîrâ bu dünyâdaki bütün mal ve mülk geçicidir. Yok olmaya mahkûmdur. Biz öleceğiz, malımız ve mülkümüz dünyâda kalacaktır" buyurdu.