Kürtçe şiir

Kemalizm bir düşünce önermez, var olan düşünceleri karalayarak düşünceden yoksunluğunu gözlerden kaçırır. Bir yol değil, menzile götüren yolları kötüleyerek yolsuzluğunun görülmesini engellemeye odaklı bir durma biçimidir. Mevcut ve etkili düşünce sistemlerini ötekileştirerek, kriminalize ederek, düşmanlaştırarak varlığını tahkim etme, düşünceden yoksunluğunu gizleme esasına dayanır. Bu yüzden seksen yıllık hakimiyetinde Kemalizm'den akılda kalan siyasi, ekonomik, kültürel, sanatsal, edebi (batıdan taklit yoluyla araklanan kötü kopyalar hariç) bir çözüm, bir önerme, bir çıkış yolu bulamazsınız. Varsa yoksa rakiplerinin çözüm önerilerini ötekileştirmek, itibardan düşürmek şeklinde varlığını sürdürme çabası. Bunca senedir direkt ve endirekt iktidarını sürdürmesine bakılırsa başarılı olduğu da söylenebilir.

İlk egemen olduğu günden itibaren kendisi için tehdit olarak iki düşman bellemiş Kemalizm, Kürtler ve İslam. Cepheden girmiyor mücadeleye, paravan gözden düşürücü kavramların ardına sığınıyor. Kürdî ve İslamî önerilere karşı her zaman her yerde kullandığı, tekrar ettiği bu türden kodlamaları var. Bütün dil, kimlik, kültür, tarih, edebiyat gibi bileşenleriyle Kürtlüğü kriminal bir olgu olarak sunan ve eğitim kurumları ve kitle iletişim araçlarıyla halka benimseten bir yöntemi takip eder. Kürt, Kürtçe ilk andan itibaren suç çağrıştırır. Bütün Kürdî talepler suç olarak algılanır, Kemalizmle şekillenmiş zihinlerde. Asker ocağında aralarında Kürtçe konuşanlara, "ne konuşuyonuz, bize kufur mu ediyonuz" diyen Orta Anadolulu askerin tepkisi ile (bizzat şahit oldum), Kabe'de tavaf yaparken birbirleriyle Kürtçe konuşan iki hacıya "bari Allah'ın evinde yapmayın" diyen Diyanet görevlisinin müdahalesi (fıkra değil, gerçek), zihinlere zerk edilmiş Kemalist kodlamanın birer yansımasıdır. Kürdî talepleri suç, suçlu, kriminal, bölücü, ayrılıkçı gibi yaftalarla ötekileştirince, akıl dışı, yıkıcı, toplumsal dokuyu zedeleyici zihniyetinin normal görünmesinin konforunu yaşar.

Bu düşünce yoksunluğunun bir de medya temsilcileri var. Şöhretlerine, gördükleri itibara bakarak entelektüel bir zeminden hareket ettiklerini sanmayın. Zeka ve zihniyet düzeyleri ilkokul çapından bir tık yukarı uyanıklığındadır sadece. Ya da leblebiyi havaya atıp ağzıyla yakalama becerisinde.

Geçenlerde tam sayfa bir yazı döşemişti bunlardan biri. Normal bir insanın ne var bütün bunlarda diyebileceği ne varsa, yukarıda işaret ettiğim çerçevede sıralamış da sıralamış. Meclis başkanının Diyarbekir'de Kürtçe bir şiirden birkaç kelimelik bir bölüm okumasını, sonra bunu Meclisin X hesabında yayınlamasını büyük bir suçüstü yapmış gibi kendince sergiledikten sonra, bu türden suçları (!) sıralamış. "İlk Kürtçe kelime şurada telaffuz edildi", "ilk Kürtçe kursu feşmekan tarihte açıldı", "ilk Kürtçe ıslık falan çağda çalındı..." diye... Liste uzun. Yazı da tam sayfa zaten. Üşenmedim, hepsini okudum. Herhalde "Tanrı, ilk Kürdü zamanın falan diliminde yarattı" diyecek diye düşündüm. Onu akıl edememiş. Kürtlerin böyle durumlar karşısında söyledikleri şu deyim aklıma geldi: "Ka aqil!" "Hani akıl" yani.