Geçen hafta Başakşehir deplasmanında kısır oyun ile puan bırakıp, Avrupa Ligi mesaisinde Norveç ekibi karşısında hem net skor hem de oyun ile moral bulan Fenerbahçe Süper Lig'de Konyaspor karşısında da benzer bir sonuçla galibiyet alarak sezonun ilk bölümünün tamamlanmasına bir maç kala tekrar ikincilik kürsüsüne çıktı.
Galatasaray'ın Antalyaspor karşısında elde ettiği farklı skor, gole rahat giden, kolay sonuç üreten oyunu dikkat çekerken kuşkusuz Fenerbahçe'nin buna ne şekilde tepki vereceği de merak konusuydu.
Fenerbahçe hafta içinde Norveç'te benzer bir görüntüyle rahat bir galibiyet alırken ister istemez Konyaspor karşılaşması için de bir beklenti yaratmıştı.
Öyle de oldu diyebiliriz sanırım.
Hatırlarsanız geçen hafta Başakşehir karşılaşması sonrasında oldukça eleştirel bir değerlendirme yapmıştım.
Burada bir taraftan oyuncu performanslarını diğer yanda takımın oyununun genel olarak bunun bir parçası olduğunu da belirtmiştim.
Yine teknik direktörün ikinci yarının hemen başında yaptığı erken üç oyuncu değişikliğinin de Fenerbahçe'nin oturmaya çalışan oyununa etki ettiğinin altını çizmiştim.
Bir bakıma eleştirdiğim tüm detayların son iki maçta bir anda değiştiğini görmek ilginç bir sonuç oldu.
Fenerbahçe hızlı futboluyla rakiplerinin oyunu bozarken çaresiz de bıraktı.
Özellikle geriden oyun kurarken topun boş alan yaratılarak o bölgelere aktarılmasındaki başarı hücuma çıkan takıma hem dinamizm hem de pozisyon üstünlüğü getirdi.
Konyaspor karşısında da Ederson'un ayağıyla uzun mesafeli oyun kurma denemelerini izledik. Özellikle Mert Müldür'e üst üste attığı 2-3 etkili pas vardı ki gerçekten etkiliydi; oyunun yönünü değiştirdi.
Mert Müldür'ün Semedo'nun yokluğunda tekrar üstlendiği savunmanın sağ tarafındaki pozisyonunu olumlu kullanması, bunu golle de süslemesi dikkat çekiciydi.
Bir anlamda sezon başından bu yana yedek kulübesine çekilen başarılı milli oyuncuyu kendine getiren üst üste iki maç oldu ki Mert Müldür, Brann deplasmanında da hem savunmada hem hücumda göz doldurdu.
Oyuncunun bu formu Fenerbahçe'nin içine girdiği zorlu maç trafiği için de önemliydi.
Geçen hafta eleştiri oklarını yönelttiğimiz bir diğer oyuncu Talisca Norveç'te 3, dün de 2 gol atarak Fenerbahçe'nin gol sorununa bir anda çözüm üretmiş gibi oldu ve aslında kafaları da karıştırdı.
Fenerbahçe yönetiminin devre arasında gol sorunu için arayış içinde olduğunu biliyoruz.
Bu arayışın o bölgede görev yapan Talisca ve En Nesyri'nin Fenerbahçe'deki geleceğine ister istemez etki edeceği de çok açık.
Talisca Norveç'te her iki ayağı ve üstüne bir de kafa ile üç gol atarak bize Beşiktaş dönemindeki golcülüğünden hatırlatmalar yaparken Konyaspor'a karşı attığı ikinci gol de oyuncunun klasikleşen imza vuruşlarından biri olarak dikkat çekti.

23