'Seni Kim Seçti'
"Palandöken" isimli romanımda yazdığım ancak başka bir yerde paylaşmadığım bir anımı anlatmak istiyorum sizlere.
1967 yılında Erzurum Ticaret Lisesi'nde ortaokul 2. sınıftaydım. Bütün notlarım dokuz, 10'du. Sınıftaki en yüksek notlar bana aitti. Bir gün öğretmenimiz, "Sınıflar arası bilgi yarışması yapılacak, beş kişilik bir ekip oluşturun" dedi. Sadece bu bilgiyi verdi. Ben durumdan vazife çıkarıp notları benden sonra en iyi olan dört arkadaşımı seçtim. Bu durumu sınıf öğretmenimize söylemedim, bence doğal olan buydu, arkadaşlar da itiraz etmediler. Beşimiz ders dışında toplanıp yarışmaya hazırlanmaya başladık.
Aradan bir hafta geçti... Bir gün ekibimizde olmayan bir arkadaşımız bana, "Seni kim başkan seçti" dedi. Ne cevap vereceğimi bilemedim. Sahi kim seçmişti Ben seçmiştim. Kendimi sorguladım. Bence doğal olanı yapmıştım ancak doğal olan her zaman doğru muydu
Daha sonraki yıllarda anladığım kadarıyla bana, seni kim seçti diyen arkadaşım Deniz Gezmiş'in erkek kardeşiydi. O yıllarda bunu bilmiyordum, daha sonra öğrendim. Yetişkin olduktan sonra bu olayı hatırladığımda şunu düşündüm: "Gezmiş ailesinin çocukları özgür düşünceli, başları dik, her söylenene, kendilerine dayatılana eyvallah etmeyen kişilerdi. Anneleri babaları onları haksızlığa kafa tutan kişiler olarak yetiştirmişlerdi. Onlar birer dadaştı, küçüğünden büyüğüne onurlu gençlerdi."
Deniz Gezmiş'in şahsında bir efsane ortaya çıkmıştır. Burhan Sönmez'in "Masumlar" romanında anlattığına göre 70'li yıllarda Haymana'nın çocukları "Deniz"cilik oynarlarmış. Deniz Gezmiş'le özdeşim kurdukları için olsa gerek. Geçen hafta 6 Mayıs'tı, onu andık. Bu yazıyı o yüzden yazdım.
İDAM BİR SUÇTUR
Genelde ağır suçluların idam edildikleri düşünülür ancak idam olayının kendisi de toplumsal bir suçtur. İdam cezası, toplumun soğukkanlılıkla yerine getirdiği törensel bir linçtir kanımca. İdam edilen kişilerin bunu hak ettikleri savunulabilir ancak toplum idam etmeyi hak etmemektedir. İdam bir toplumu küçük düşürür.
Ülkemizde idam cezası yürürlükteyken kişi idam edildikten sonra yetkililer ailesinin kapısına onun idam edildiğini belirten bir yazı yapıştırırlardı ve ailesinden idamda kullanılan ipin parasını isterlerdi. Suçun kişiselliği ilkesine aykırı olan bu davranış aileye yapılan psikolojik bir işkenceydi. İnsanlık adına utanç verici bir davranıştı. Menderes idam edildikten sonra Berrin Menderes de aynı muameleye tabi tutulmuştu. Bu tür vicdana aykırı yasalara itiraz etmemek de bir suçtur.