Korku, ceza, onur

Hayvanlar klasik şartlama yoluyla korkmayı öğrenirler, fobi edinebilirler. Örneğin bir hayvan mavi bir nesneyle oynarken uzakta kuvvetli bir patlama sesi duysa irkilir ve mavi nesneden uzaklaşır. Teknik terimle ilk anda mavi nesneden kaçar, giderek sürekli olarak kaçınır. Böylece o mavi nesneyle ilgili fobi edinir. Aslında bu hayvan ikinci kez mavi nesneyle bir araya gelse patlama sesi duyulmayacaktır ancak hayvan o nesneden sürekli kaçındığı için onun zararsız bir şey olduğunu anlayamaz, fobi sürer.

İNSANDA KORKU VE FOBİ

Bir köpek size saldırırsa korkarsınız fakat köpek fobiniz varsa köpek resmini gördüğünüzde veya köpeğin ismi geçtiğinde de korkarsınız. ünkü insanın neokorteksi vardır. Hayvanlarda bulunmayan bu yapısal özellikten ötürü insan hayvanlardan daha karmaşık bir bilince, sembollerden oluşan bir dile sahiptir. Bu yüzden insanda korku ve fobi daha karmaşık bir şekilde ortaya çıkar. Örneğin bir itici uyarıcıyla karşılaşmadan, sadece ablanızı model alarak yükseklik fobisine sahip olabilirsiniz. Aynı zamanda insan korktuğu halde bir davranışı sergileyebilir. Bir çocuğun üzerine araba gelirken anlık kararla kendinizi arabanın önüne atabilirsiniz veya ülkeniz için, bayrağınız için, Cumhuriyet için, demokrasi için şehit olmayı göze alabilirsiniz.

HAYVANLARDA CEZA

Bir hayvan bir davranışı yaptıktan sonra ona itici bir uyarıcı, örneğin bir şok verirseniz bu ceza sayılır. Peki ceza işe yarar mı Ceza kendisi varken işe yarar, eğer ortamda yoksa etkili olmaz. Yani hayvanlarda fobinin ortaya çıkmadığı durumlarda ceza tek başına köklü davranış değişikliğine neden olmaz.

İNSANLARDA CEZA

Ceza mevcut olduğunda belirli insan davranışlarını bastırır ancak ortamda bulunmadığı zaman işe yaramaz. Bunun en güzel örneği trafik ışığıdır.

Bazı sürücüler ortamda trafik polisi varsa kırmızı ışıkta duruyorlar ama eğer trafik polisini görmezlerse durmuyorlar. Gençken sevdiğim bir fıkra şöyleydi: Bir sürücü kırmızı ışığa aldırmadan geçer, az ötedeki trafik polisi durdurup niçin kırmızı ışıkta geçtiğini sorar. Sürücü "Vallahi görmedin memur bey" der. Polis, "Nasıl görmezseniz beyefendi, koskoca kırmızı ışık" deyince sürücü, "Yok memur bey ışığı değil, sizi görmedim" diye cevap verir. Bu fıkrada da anlatıldığı üzere ceza insan davranışlarını söndürmede yeterince etkili değildir.

"Bile bile lades" sözünde ifade edildiği üzere insanlar ceza alma ihtimalleri bulunduğu halde suç işleyebilirler, hırsızlık yaparlar, yolsuzluk yaparlar, kanunları çiğnerler, cinayet işlerler. Bu durum psikolojideki ceza tanımına uyar. Ceza kendisi ortamda varsa işe yarar, yoksa etkili olmaz.

İnsanlar bazen bir itici uyarıcıyla karşılaşacaklarını bildikleri halde belirli davranışları yaparlar. Örneğin sigara paketlerinin üzerinde "Sigara öldürür yazmasına" rağmen sigara içmeye devam ederler. Savaşta öleceklerini bildikleri halde öne atılırlar, şehit olurlar. Yunanlar İzmir'i işgal ettiklerinde "Zito (yaşa) Venizelos" diye bağırmayan subaylarımızı şehit ediyorlardı. Bunu bile bile hiçbir paşamız, subayımız "Zito Venizelos" diye bağırmadı. ünkü onların bilinçleri vardı, onurları vardı. Hasan Tahsin şehit edileceğini, öldürüleceğini bildiği halde Yunan bayraktara ateş etti.