Yağmurda ıhlamur toplanır mı

Dediler "Kuşkayası'na geldik." Sağ tarafına baktım ki Kuşkayası 50 metre önümdeydi... Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... Atıf'ın kardeşi Durnam bir düğünde "Atıf'ı ben öldürdüm" demiş ama o sarhoşun sözüne de güvenilmez. Ayık gezdiği yok ki. Burası Atıf'ın vurulmasından sonra buğarı (pınarı) ve çevresi ile Atıf'ın mezarlığı ile anılır oldu.Kalkıp, su içtik ve mezarın başında dualar okuyup yolumuza devam ettik. Ben, bu mezara sahip çıkıp bakımını yapanlara da dua ettim. İçimden kıyaslama yaptım. Köyümüzdeki birkaç mezarın dışındaki mezarlar bunun yanında çok bakımsız görüntü sergiliyorlar. Demek oluyor ki Atıf'ın yakınları ölülerine de saygı gösteriyor. Soruyorum da o mezarın halen aynen bakımlı olduğu, pınarın yerine çeşme yapıldığı söyleniyor.Atıf'ın Mezarlığı'ndan ayrıldıktan yarım saat sonra yolculuğumuz ağır gelmişti. Çocuk olmam sebebiyle yorgunluk ve sıcaklık belirtileri başlamıştı. Bir ara,"Daha epey var mı Yoruldum ve sıcakladım, bir yağmur yağsa ne kadar iyi olur" dedim. Bunun üzerine Satılmış "ya sen delirdin mi Çoğu yerde ekinler toplanıyor. Yağmurda ıhlamur toplanır mı Biraz sonra Kuşkayası'na varacağız. Sabret" dedi. Ben de; "İnsanların sesleri geliyor" dediğimde beraberimizdekilerin neredeyse tamamı "geldik sayılır" dediler. Bu arada Kuşkayası göründü. Ihlamur ormanı başlamıştı. Abartılı olarak yazmıyorum. Ihlamur dünyaya yetecek bollukta idi. Ağaçlar, kül rengine çalan yapraklarıyla tepelerde kendini gösteriyordu. Bolluk için, "Öteyüz'ün insanları dağlardaki bu imkânları niçin değerlendirmiyorlar Toplayıp satsalar epey para kazanırlar" dedim. Bunun üzerine dedem "onların tarla, bahçelerinde ve tarla kenarlarında ıhlamur dolu, onları dahi toplayamıyorlar. Canları istemiyor toplamıyorlar. Alçak dallarından kendileri içecek kadar topluyorlar. Ihlamurla uğraşmak zor. Ağaçları kaygan, yaprakları tozlu, çok toplamak zahmetli, bazıları sadece çiçeğini topluyor bu daha zor. Aslında tomurcuğu ile çiçeğin karışımı güzel içilir" dedi."Kuşkayası'na geldik" dediler... Sağ tarafına baktım. Kuşkayası 50 metre önümde. Gerçekten anlatıldığından güzel göründü bana. Güzelliğiyle yaşanacak bir yer olduğunu gösteriyordu. Patika yolları, yontularak yapılmış merdivenleri, aşırı kuş ve böcek sesleri, etrafındaki ıhlamur ve diğer ağaçların bolluğu beni âdeta büyüledi. Masalsı bir gün yaşamıştık...