"Siz ne yaptığınızın farkında mısınız"
"Sonra sustu... Sesi biraz kederlendi... Başını öne eğerek mırıldanır gibi devam etti..."
Hatırama bugün de devam ediyorum..."Siz ne yaptığınızın farkında mısınız" Tekrarladı sözünü: "Siz ne yaptığınızın farkında mısınız"Şaşırmıştık. Hayret ve haşyet içinde dinliyorduk:"Sizin bu sattığınız Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye bir eve girdiği zaman o eve güneş doğuyor."Sonra biraz sustu... Sesi biraz kederlendi... Başını öne eğerek mırıldanır gibi devam etti:"Sizlerden sonra buralara bu hizmetleri kimler getirir, kim bilir bir daha gelir mi gelmez mi"Biz hayretler içerisinde kalmıştık. Bu cümlelerin ne anlama geldiğini tabii o an için düşünmüyorduk. İftarımızı açtık çok memnun olmuştuk. Kendisine teşekkür ederek müsaade istedik.Kulu'daki satışa yetişmek için yola çıktık. Namazımızı büyük bir camide kıldıktan sonra caminin önünde kitap satışlarımızı gerçekleştirdik. Daha sonra Konya'daki öğrencilik yıllarımızda kaldığımız eski bekârhanede kalacaktık.Bayram namazı için de Akşehir'in karşısında bulunan 3 tane köyü belirledik. Bayram namazlarında cami önlerine sergi açacak ve oralarda kitap satışı yapacaktık.Konya'ya döndük. Konya'da geceledik ve sabah erkenden bayram namazına yetişmek için yola çıktık. Daha önceden haritada belirlediğimiz o köyleri birer birer dolaştık. Camileri tutarak bayram namazından sonra da kitap satışlarını yaptık.Orada dikkatimi çeken şey şu olmuştu. Köylerde erkekler özellikle köy odasında toplanıyorlar. Herkesin elinde bir tepsi, içerisinde türlü çeşit yemekler var. Herkes elindeki hazırladığı ile köy odasına yürüyordu.