Niyet hayır, akıbet hayır
"Düşünüyorum da sebepler âleminde sanki oraya o çerçeveyi almak için gitmişim..."
Ankara'da ikamet ediyorduk. Eşimin vefatından sonra tekrar çalışma hayatına dönmek durumundayım. Bir özel okulda iş bulmuştum, temizlik işleri yapacaktım. Emekli olmak için dört beş senekadar daha çalışmaya ihtiyacım vardı. İşe başlamıştım ama ister istemez kendimi daha bir dikkat etmem gerekiyordu... Çok şükür bir plan program dâhilinde hem işime gidip geliyor hem ibadetlerimi aksatmadan yerine getirebiliyordum. Namazlarımı kılıyor mümkün olduğu kadar harama helale et dikkat etmeye çalışıyordum. Enteresan olan dinîeğitimin de verildiği okulda insanların çoğunun bunun şuurunda olmamasıydı... Benim kimseye bir şey anlatacak hâlim yoktu. Kendim de dediğim gibi nafakamı temin etmek üzere çalışıyordum.Bir gün yine rutin olarak temizlik görevimi yaparken merdiven altında depoda bir çerçeve geçti elime. Çerçeveyi çevirip baktığımda içim parçalandı. Çerçevenin güzelliğine mi yanayım... Çerçevenin içindekinin güzelliğine mi Çünkü çerçeve ahşap el işçiliği ile yapılmış son derece güzel bir çerçeveydi... Çerçevenin içinde de İslami harflerle Allah ismi şerifi ile Muhammed Mustafa "sallallahüaleyhi ve sellem" Efendimizin ismi şerifi yazılı idi.Hayretim ve şaşkınlığım geçtikten sonra oradaki görevliye gösterdim çerçeveyi:"Bu nedir Niçin burada" diye sorduğumda, görevli dedi ki:"Bir firma hediye getirmiş zamanında. Okul müdürü de firmanın reklamı olur diye okul mescidine astırmamış. Demek ki getirip buraya bırakmışlar."-Yani ne yapalım-Eğer istersen al evine götür.