"Nişanlımın mendili bu"

"Askerliğinin bitmesine daha bir yıldan fazla vardır, savaş sebebiyle izin de yoktur"

Zeynep halanın hatırasını anlatmaya devam ediyoruz... Köylüleri birliğine teslim olmadan önce gider Mehmet Emin'i kışlasında ziyaret eder, getirdiği bohçayı ona teslim eder. Köydeki havadisleri anlatır. Sonra döner Mehmet Emin'e;"Abi sıkı dur aslında sana en mühim olan olayı anlatacağım onu duyunca havalara uçarsın" der.

Mehmet Emin hayretler içinde: "Kardeş çabuk söyle o haber ne"

Arkadaşı;

"Abi seni nişanladılar" der. Bu habere Mehmet Emin çok sevinir. Arkadaşı "daha da güzel bir haberim var" deyince Mehmet Emin "Neymiş o haber çabuk söyle insanı delirtme" der.

-Abi müjde senin nişanlın olan kızı eve getirmişler.

-Ha şimdi anladım, babam mektupta benden nikâh için vekalet istemişti. Hayırlısı olsun hiç olmasa askerlik bitince düğün telaşımız olmaz, der bu habere o da sevinir.

Mehmet Emin akşam, gelen hediye bohçayı açınca eldiven çorap öteberinin içinde bir de kırmızı gül işlemeli mendili görünce "aha vallahi bunu benim nişanlım olan Zeynep yapıp göndermiş. Çünkü annemgil de böyle işleme yapma marifeti yok" der. Mendili alır öper koklar. Yüzüne gözüne sürer, katlar cebinin en güzel yerine koyar. O da görmediği nişanlısına vurgunlar gibi âşık olur, canı sıkılınca mendili cebinden çıkarır öper onunla teselli olmaya çalışır.

Nöbetlerde koğuşta yatakta hep görmediği hanımını hayalleri kurup durur. O günden sonra o da günü güne ekler günleri âdeta iple çeker. Askerliğinin bitmesine daha bir yıldan fazla zaman vardır. O ara savaş devam ettiği için askerlere izin de verilemiyordur.