Malazgirt gezmeye değer...
"Çünkü Türkiye'nin nadide çiçeğidir. Malazgirt'in her taşı belki bir şehidin mezar taşı..."
Sevgili ve kıymetli okuyucular yazının başlığına bakınca, aklınıza şöyle bir düşünce gele bilir:"Yahu Türkiye'de ne güzel yerler var. Malazgirt onların yanında ne ki.."Âcizane bendeniz kırk yıl sonra bir serhat gezisine çıktım. Doğuda şirin ve kadim şehrimiz olan Malazgirt'i de ziyaret ettim, üç gün kaldım.Malazgirt'in Türk tarihinde ve hatta dünya tarihinde ne kadar önemli olduğu herkesin malumudur. Malazgirt'e yaklaşınca Murat Nehri lebalep dolu kıvrım kıvrım akarak sizi karşılar. Karşı tarafta 12 ay, üzerindeki karlar hiç erimeyen Süphan Dağı, eteğine gelenleri heybetiyle selamlar. Murat Nehri ve Süphan Dağı, arasında dümdüz ovada kurulan yemyeşil Malazgirt şehrini temaşa edersin...Şehrin girişinde 1071 Malazgirt fatihi Sultan Alparslan'ın yetmiş iki buçuk millete "hoş geldiniz" der gibi muhayyel sesini duyarsınız. Gönlünüz coşar, ruhunuz bir hoş olur...Malazgirt Merkez Camii'nde bir cuma namazı kılarsın. Sanki 26 Ağustos 1071 Cuma günü Sultan Alparslan beyaz elbisesini kefen niyetiyle giymiş cuma hutbesini okuyor, cuma namazını kılıp o günkü dünya devi, süper gücü olan Bizans'a karşı başlatılan savaşı görürsün. Alparslan'ın küçük bir ordusunun, iki yüz bin kişilik dünyanın yenilmez Bizans ordusunu hallaç pamuğu gibi dağıttığını görürsün.Büyük millet olmanın misyonunu hatırlar ufkun genişler göğsün kabarır. Bu dünyaya hizmetçi değil efendi olmayı büyük düşünmeyi ve toplumlara önderlik yapmayı şiar edinirsin.Altmış bin kişilik bir ordunun iman gücüyle dünya devi olan iki yüz bin kişilik Bizans ordusunu yerle yeksan ettiğini hayal edersin. Bu zaferin Türk-İslam gençliğine ilham kaynağı olduğunu düşünürsün...