İşte benim kardeşlerim
"Araçtan inenler amcanın elindeki evraklara bakıp daha sonra birbirlerine sarıldılar..."Bu hikâyeyi babam bize anlattığında ağabeyimle ben bile şüphe ile bakmıştık. Fakat bu resmîevraklar gelince babamın doğru söylediğini, üvey annemizin de ne kadar mert, dürüst bir insan olduğunu anlamış olduk. Maalesef ağabeyim bu evrakları göremeden vefat etti, dedi. Ben sordum:-İstanbul'daki kardeşlerin okumuşlar mı dedim. Amca da:-Kız kardeşimiz doktor, erkek kardeşimiz de avukat olmuş. Beni bugün öğleden ikindiye kadar Balıkesir otogarında bekleyecekler, dedi. Ben de:-Peki seni nasıl tanıyacaklar, dedim. Amca da:-Ben onların gönderdiği evrakları elime alıp garaj girişine yakın bir bankta oturacağım, onlar gelip beni bulacaklar, dedi.Aramızda derin bir sessizlik oldu. Kendi okul heyecanımızı unuttuk, amcanın anlattığı hikâyenin içine dalmıştık. Kim bilir amca ne değişik duygular içindeydi. Kardeşlerini bulabilecek miydi Öğle ezanları okunurken Balıkesir garajına girdik. Demirci arabalarının kalktığı yere vardık. Amca da bizimle beraber araçtan indi, önce bizim biletleri aldık. Eşyaları minibüsten indirip Demirci minibüsüne aktardık. Sonra amcayı yalnız bırakmamak için garaj girişinde beklemeye başladık. Hepimiz çok heyecanlıydık. Bir saat sonra yeşil renkli lüks bir makam aracı garaja giriş yaptı. Kapıya yakın bir yerde durdular. 55-60 yaşlarında biri erkek biri kadın iki kişi araçtan indiler. Hepimizin gözü onlara takılmıştı. Bir baktık ki amca da heyecan içindeydi. Birdenbire ayağa kalktı: