Hâkim Beyin hatırına

"Onlara göre koca bir hâkimin genç bir öğretmeni ayakta karşılaması olacak iş değildi..."

İki yıllık ilkokul öğretmeniydim. 1973 yılıydı... Göreve başladığım köyü, ilçe hâkiminin öğretmen olan kız kardeşi ile karşılıklı değişmiştik.

Bu köy, değiştiğim köyden daha gelişmiş ve iyi durumdaydı. Üstelik dokuz öğretmeniz. Değiştiğim köy ise küçük ve bakımsızdı ama ilçeye yakın. Hâkim Bey, kardeşi ilçeden kolayca gidip gelsin diye benimle değişmek istedi. Ben de hemşehriyiz diye hatırını kıramadım.

Benim yaptığım bu jest üzerine, Hâkim Bey de sık sık köyüme uğrayıp hâlimi hatırımı sorar yakından ilgilenirdi. Köyün muhtarına da bana gereken ihtimamı ve ilgiyi göstermesi için tembihte bulunurdu.

O yıllarda bir hâkimi tanımak ve onun manevi desteğini görmek büyük bir paye idi. Bu yüzden başta muhtar olmak üzere, köylüler benim etrafımda pervane gibi dönüyorlar, gerekli her türlü ihtimamı gösteriyorlardı...

Bir gün köy bekçisi evime koşarak geldi. Hâkim Beyin köye geldiğini, muhtarlık odasında, muhtarla birlikte beni beklediklerini söyledi. Hemen hazırlanarak bekçiyle birlikte muhtarlığa gittik.

Hâkim Bey beni ayağa kalkarak karşıladı. Muhabbetle kucakladı. Çok nazik ve saygın biriydi. Ayağa kalkarak sevgiyle bana sarılması, köylüleri şaşırtmıştı. Onlara göre koskoca bir hâkimin genç bir öğretmeni ayakta karşılaması olacak şey değildi. O yüzden bana daha çok ilgi ve sevgi gösteriyorlardı.

Muhtar görkemli bir sofra hazırlamıştı. Köylülerin el pençe saygıyla ayakta durduğu bir ortamda yemeklerimizi yedik. Ardından çay kahve faslı başladı. Hâkim Bey de sürekli; "iyi misin, rahatın yerinde mi, bir sıkıntın var mı" gibilerden hatırımı sorup duruyordu. Ben de her seferinde gülerek "çok rahat ettiğimi, hiçbir sorunumun olmadığını söylüyordum.