Emektar gaz lambası
"Yıllardır ışık veriyor olmanın gururuyla, gaz lambası 100 mumluk ampule istifini bozmaz!.."
Boyu dokuz metre, rengi de biraz yeşilceydi. Dar sokakların boş kaldırımlarına daha dün dikmişlerdi bu direkleri ve tepelerinden de tellerle birbirlerine bağlamışlardı. Hiç unutmuyorum, tellerin biraz altına, kavisli metal bir çubuk tutturdular, ucuna da armut şeklinde kocaman bir lamba. Elektrik direğinden bahsediyorum, getirip götürdüğü elektriktir, bu da bir elektrik direği. Elektrikten korkup direğin yanından besmele çekerek geçen insanlar, zamanla elektriğe alışıp direkle de kaynaştılar...Sonra hayatımızın bir parçası oldu... Analarımız çamaşır iplerini bu direklere bağlarlar, çerçi dediğimiz seyyar satıcılar affedersiniz merkeplerinin yularını, Bekir emmi de atının yularını bu direğe bağlardı. Saklambaç oynayan çocukların da sobeleme yeridir artık bu direk.Ardından evlere elektrikçi denilen teknik insanlar girer eve elektrik getirirler. Yanlarında 45 mumluk, 60, 80, 100 mumluk dediğimiz ampuller. Her birisi, ayrı bir odanın tavanında, bir yer kapar kendisine. Cüssesi ele-avuca sığacak kadar küçük, bünyesi de içindeki telleri sayılacak kadar zayıftır ama sırtını dayadığı tavandan ve kendisine can veren elektrikten cesaret alarak duvarda asılı duran gaz lambasına tavandan kibirli kibirli bakarlar.Yıllardır ışık veriyor olmanın gururunu taşıyan gaz lambası ise hiç istifini bozmaz, başını kaldırıp ampulün yüzüne bile bakmaz. Kibirli ampul, iki gün yarar, üçüncü gün geçer... Gaz lambasının yerinde bir başkası olsa, tavandaki yerinden çıkarılan "geçmiş" ampule: