Dişin kıymeti gençken bilinmez

"Dişlerdeki kaplama artık miadını doldurmuş. Alttaki dişler de neredeyse hepsi erimiş."

Rahmetli babam gençliğimde bana demişti ki bir gün:

-Oğlum şu elmayı al da kütür kütür ısırarak bir ye de seni bir izleyeyim.

"Bu adam ne diyor böyle ya" demiştim içimden. Elmayı ısırmakta ne var

Daha o zaman on altı yaşımda idim. Ama söz dinleyip aldım babamın uzattığı kocaman elmayı, 'hart' diye ısırdım kütür kütür dişlerimin arasında öğütmeye başladım. Babam beni izlerden "ooh oh" demişti hiç unutmam...

Yıllar bir su gibi akıp geçti, babam rahmetli oldu, ben yaşlandım öğretmenlikten emekli oldum. Çoluk çocuğa kavuştum. Dişlerim de çürümeye başladı. Kimini çektiler, arkada azı dişler birer birer yok oldu. Önlerde olan da sağdan soldan tellerle bağlandı. Orta gerilerdeki dişlerimin üzerine kaplamalar yapıldı... Derken elmaları dilimleyip, dişlerimin en sağlam olanlarına denk getirerek dikkatli bir şekilde yeme safhasına erişince babamın dediklerini anlamaya başlamıştım. Artık o elmayı kütür kütür ısırma faslı benim için de tarih olmuştu...

Hayat, kimsenin engel olamadığı zengin ol fakir ol, bey ol paşa ol önüne duramadığı bir süreçmiş...

Ve nihayetinde geçtiğimiz ay hem de ramazan-ı şerifte sol alttaki dişlerimdeki dayanılmaz ağrılar sebebiyle randevu alarak devletin diş polikliniğine kendimi attım. Şansıma hangi doktor çıkacak tabii ki bilmiyorsun... Ama çok şükür ki gittiğim doktor çok iyi niyetli birisi çıktı. Dedi ki ağzımı dikkatli bir şekilde inceledikten sonra:

"Amca bu dişlerindeki kaplama artık miadını doldurmuş. Alttaki dişler de neredeyse hepsi erimiş."