Bir yaz günüydü...

"Yanıma emr-i maruf niyetiyle Ehl-i sünnet âlimlerin kitaplarından bir kitap almıştım..."

Bir yaz günüydü. Bir kardeşimiz evlenmiş yeni bir yuva kurmuştu, ona hayırlı olsun ziyaretine gitmeye karar vermiştik kıymetli ablalarımla... Hazırlığımla birlikte naçizane bir de hediye almıştım. Çantama Ehl-i sünnet âlimlerin kitaplarından bir de kitap aldım. Dua yapıp kapıdan çıktım.

Dolmuşa binip gideceğim yere varmak için telefonumdaki gönderilen konumu açtım. Adreseyaklaştığımda şoföre konumu göstererek ineceğimi söyledim.

"Abla takip et gelince inersin" dedi.

Konuma baktığımda çok anlayamadım. Biraz değil epeyce geçmişti. Tekrar sorduğumda şoför bey bir hışımla:

"Abla neden o konumu takip edip de inmedin" dedi. Çok üzüldüm, hemen indim. Bunda da bir hayır olduğunu ise sonra idrak edebildim. Bir sağa sola bakıyor bir konuma bakıyor bir şey de anlamıyorum. Hiç de bilmediğim bir yer. Bir anda kaybolduğumu hissetim. Epeyce yürüdüm. Sonra yol üzerinde bir hanıma sordum:

Hanım çok gayretli candan bir şekilde"Abla ben sana yardım edeyim, gel seni oraya kadar götüreyim" dedi.

"Sen çok zahmet etme bana tarif et bulurum" dedimse de "yok abla olur mu, seni oraya kadar götürürüm" dedi. Bir süre gittik. Yazık hanımın elinde de bir poşet vardı, ona da üzüldüm.

"Yeter artık, sağ ol" diye ısrar edince yakın bir yere kadar getirdi ve"Abla şuradan gideceksin" dedi, güzelce tarif etti.

Ben de çantamdaki Namaz Kitabını hanıma hediye ettim. Çok sevindi. Teşekkür ve dua ettim. Ayrıldık. Bu kitap onun nasibiymiş. Sebepler âleminde ne hayırlar ne hikmetler var bilmiyoruz.