Bir tabur bir bölüğe sığar mı

"Metrelerce karın altında kalmış, birçoğunun sadece bakımı yapılmış 47 aracım vardı..."

Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...

"Doktor yine ben geldim" deyince doktor "yatın komutanım" diyor, iğneyle bana âdeta doping yapıyordu.

Hastaneye gitsem hava değişimi alacak hâle gelmiştim ama kendime ayıracak zamanım yoktu. Vücut içeriden çürüyor ama kendimi geçiştirerek vazifeye devam ediyordum...

Çok şükür başarıyla denetlemeyi de atlattık...

Sıra hayatımın en büyük sınavına gelmişti. Koskoca topçu taburu Batman'dan Muş'a intikal edecekti. Edecekti ama önceden bizim için Muş'ta hazırlanan hiçbir şey yoktu. Bir piyade bölüğünün çıktığı bina vardı. Bir binaya bir topçu taburu sığar mıydı Emir böyleydi sığacaktı. "Sığma" dediysem, sadece koğuş, yemekhane ve karargâh. Daha depo yok, garaj yok. Hepsi yeni yapılacaktı. Başa gelen çekilecekti.

Ama o an için Muş'u düşünmeme gerek yoktu. Hele bir kazasız belasız taşınabileydik. Bana bağlı bir sürü tesisin taşınması günler alacaktı. Taşınma deyince bizim için dışarıdan nakliye aracı falan gelmiyordu. Kendi araçlarımızla gidecektik. Peki kendi araçlarımız ne hâldeydi Metrelerce karın altında kalmış, birçoğunun sadece bakımı yapılmış; ya hiç yürümemiş veya birlik içinde kademeye kadar yürümüş 47 aracım vardı. Bu araçların üç tanesi de tırdı. Birliğin içinde ise tır ehliyetli sadece bir şoförüm vardı. Yani bu tır şoförü önce birinci tırı çalıştıracak kazasız belasız Muş'a yeni birliğe götürecek. Kendisi başka bir araç ile gelecek. İkinci tırı alacak. Kazasız belasız götürecek. Sonra başka araçla kendisi tabura gelecek sonra üçüncü aracı alıp götürecekti. Buna can mı dayanırdı Bu şoförün suçu neydi Tır ehliyeti olması mıydı Peki ben ne yapacak, kime ne diyecek yukarıya derdimi nasıl anlatacaktım Ah çaresizlik...