"Bana işimi mi öğretiyorsun"
Dükkân sahibi selamı aldı. Beni unutmuş ki "hayrola bir emrin mi var, buyur" dedi.
Van'da görev yaptığım yıllardaki bir hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Bakaya sebebiyle askere çağrılınca kömür borcumu tezkere sonrasında öderim veya askerden borcumu o günün şartlarına göre gönderirim" diye düşündüm.O yıllarda enflasyon 125'lere çıkıyordu. Bir gecede ekmeğe 100 zam geldiğini çok iyi hatırlıyorum. Borcumu bu yüzden günün şartlarına göre ödeme fikri aklımdan geçmişti. Yoksa haksızlık olurdu.Askere gidişim kısa dönemdi. Altı aylık askerlik süremi bitirdim. Tekrar göreve başladım. İlk aylığımı aldım. İlk iş olarak günün şartlarına göre kömür borcumu ödemek üzere kömürcünün dükkânına doğrusu biraz da çekine çekine gittim. Genel itibarıyla borçlar geç ödendiğinde hoş karşılama olmaz. Onlar da haklı eski fiyattan geç ödeme yapıldığında en azından aynı malı almaları mümkün olmuyor.Dükkâna girdim. Selam verdim. Dükkân sahibi selamımı aldı. Adam beni unutmuş ki "hayrola bir emrin mi var, buyur" dedi. Ben, durumu anlattım. Askere gittiğimi söyledikten sonra borcumu günün şartlarına göre ödeyeceğimi anlattım. Adam: "Ne şartıymış o" dedi.Ben de enflasyonun oluşturduğu şartları anlattım. Kömürün fiyatını günümüz şartlarına göre ödeyeceğimi söyleyince veresiye defterini getirdi. Defterden kömürü aldığım zamanın fiyatını ve benim borcumu söyledi. Kömürü ödeyeceğim gündeki fiyatını söyleyince de aradaki fiyat farkının bir hayli olduğu ortaya çıkmıştı. Dedim ki:-Kömürün fiyatı şu kadardır. Ben, eski fiyata göre ödersem zarar edersin. Tekrar kömür alman da zorlaşır. Bu böyle uygun olur.