Zihinsel gürültü, kendi sesimizi duyamaz hâle geldik

Dijitalleşen dünya ile birlikte ekranımıza düşen haberler, görüntüler ve etkileşim çılgınlığı bizi bambaşka bir hâle dönüştürdü. Güne başlar başlamaz elimize aldığımız telefonla zamanın nasıl akıp geçtiğini fark etmiyoruz. İzlediğimiz her bir görüntünün anlık olarak bize dopamin salgılatması, o evren içerisinde kalmamızı sağlarken; daha sonrasında bir bakıyoruz ki zihnimiz yüz binlerce görsel algıyla tutsak hâle gelmiş.

Günün sonunda, hafızamızda ne kaldı diye baktığımızda sadece derin bir yorgunluk izi var. Yorgunuz… Kendimizle konuşmayı unuttuk, ailemizle diyaloğu azalttık ve tefekkürü belki de tamamen terk ettik.

Bunun için geçtiğimiz günlerde kıymetli dostum Hakkı Alkan'ın yaptığı bir paylaşım dikkatimi çekti. İşinde uzman bir isim olan Alkan, "Haftada bir telefondan uzaklaşıyorum ve dijital detoks yapıyorum." diyor. Bence çok önemli bir etkinlik. Arada bir, belki gün boyunca, telefondan uzaklaşıp sevdiklerimizle baş başa kalmalıyız. Çünkü gerçekten duygu durumunu yönetemeyen ve bu kadar olumsuz mesajla tükenmişlik sendromu yaşayan bireyler hâline geldik.

Biraz dinlenmeye ihtiyacımız var. Ruhumuzu, gönlümüzü, beynimizi… Zihnimizi neyle tanımlıyorsak, hepsinin dinlenmeye ihtiyacı var. Ve biraz da birbirimizi dinlemeye…