Teknofest gurur tablosu

Gündemin hızla değiştiği günümüzde asla teğet geçmememiz gereken bir organizasyondan bahsetmek istiyorum: Her yıl üzerine daha fazla başarı katarak yoluna devam eden Teknofest.

Ve Teknofest İstanbul yine muhteşemdi. Alana girdiğimizde bizi karşılayan mükemmel ambiyans, tüylerimizin diken diken olmasına yetti bile. Çok fazla kurumun dahil olduğu, uluslararası ölçekteki bu devasa organizasyon "Helal olsun!" dedirtecek seviyedeydi. Görsel şovun ötesinde kalbe dokunan bir hissiyat, bizi bir kez daha gururlandırdı.

Ama aynı zamanda alanda bulunan yüz binlerce gencin yüzündeki heyecan, o samimi enerji bizi çok daha fazla umutlandırdı. Sadece İstanbul'dan değil; Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanından, farklı coğrafyalardan insanların da dahil olduğu bir alandaydık. İsimler farklıydı belki düşünceler de...

Ama herkes bu başarı yolculuğuna şahitlik etmeye, paydaş olmaya ve örnek almaya gelmiş gibiydi. Bu arada operasyon içerisindeki paydaş kurumların tamamını tebrik etmek lazım. Adeta her bir kurum, kendi stantlarında yaptıkları işlerde bir yarış halindeydi. İyilikte yarışın, güzellikte yarışın inancının sahadaki karşılığını bir kez daha gözlemledik.

Çok şey söylenebilir uzun uzun… Ancak Selçuk Bayraktar başta olmak üzere bütün ekibi yürekten tebrik etmek lazım. Tabi Selçuk Bey nezdinde aslında bu hikâyenin bugün başlamadığını bilmek ve bunu tekrar tekrar hatırlatmak lazım. Yıllar öncesinde kurulmuş hayallerin, bugün hayata geçirilme hali…

O hayali kuranlar, o inançlı olanlar belki bugün aramızda değiller. Ama onların bıraktığı derin izler, bu coğrafyanın üzerinde esmeye devam ediyor. İşim gereği dünyanın birçok noktasına gittim. Farklı etkinlik ve organizasyonlar izlediğimde "Bu neden bizim burada yok, benim ülkemde neden yok" dediğim çok şey oldu. Ama Teknofest'te gördüğüm bir şey vardı ki: En iyilerindendi. Ve "İyi ki benim ülkemde, iyi ki İstanbul'da, iyi ki Türkiye'de yapıldı." dedim.