Katil İsrail'in yıllardır sürdürdüğü zulüm, Gazze'de zirveye ulaştı. Milyarlarca insanın gözleri önünde çocuklar katledilirken, bizler çoğu zaman sessiz kalıyor ya da sadece kısa sosyal medya paylaşımlarıyla tepki gösteriyoruz. Ancak birileri, milyarlarca insan adına ses vermek için yola çıktı. Onurlu aktivistler, cesur yüreklerin tarih yazacağını bilerek…
Aslında yazılan tarihten de öte, vicdanların sesi olmak için farklı ülkelerden, farklı memleketlerden geldiler ve bu duruşu sergilediler. İçimizdeki burukluk, bu cesur eylemin içinde olamamaktan kaynaklansa da, bize bir kez daha gösterdiler ki; inanıldığında, sayıların önemi olmadan da nice büyük güçlere galip gelinebilir. Tüm dünyada ses getirmek için kalbinizdeki inanç yeterlidir. İçlerinde benim de çok kıymet verdiğim isimler var: Bekir Develi, Sait Ercan, Ersin Çelik, Ayçin Kantoğlu, İkbal Gürpınar…
Onlarla birlikte başka ülkelerden değerli dostlarımız da orada, bu duruşun bir parçası oldular. Ben de kalbi dualarımla onların yanında yer aldım ve yer almaya devam ediyorum. Bu satırları kaleme alırken, Sumud filosuna İsrail askerleri tarafından müdahale ediliyordu. Gözaltılar, baskılar, dayatmalar vardı. Süreci hep beraber takip edeceğiz.
Ancak, bu yolculuğun nasıl sonuçlanacağından çok; yola çıkıştaki o hissiyat ve inanmışlık bizim için çok daha önemli. Hiçbirimizin unutmaması gerekir ki; dünyada kelimelerden daha çok, duruşlarımız hatırlanacak. Çok kıymetli dostum Mehmet Ercan da bu eylemin bir parçası. Kalemiyle olduğu kadar, asil duruşuyla da bize örnek oldu. Evet, yapabiliriz! İstersek yeryüzündeki zulümleri durdurabiliriz. En azından mazlumun yanında olmanın şerefini ve hissiyatını yaşamalıyız.