Dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul; milyonlarca insanın yaşadığı, yurt içi ve yurt dışından pek çok turistin ziyaret ettiği muhteşem bir şehir. Böylesine büyük metropollerin yönetimi, ciddi bir sorumluluk ister.

En son kendileriyle Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda karşılaştık. Sayın Valimizin, değerli eşlerinin ve ekibinin ev sahipliği gerçekten çok kıymetliydi. Gelen misafirlerle Vali Bey özel olarak ilgilendi. Ekibin, konukları her zamanki şıklık ve nezaketle karşılamasının ardından, kendisinin de gösterdiği özel ilgi; işine ne kadar bağlı olduğunu ve insanlara dokunuşunu bir kez daha gözlemlememize neden oldu.

Aslında bu ilk karşılaşmamız değil. İstanbul'da birçok etkinlikte, organizasyonda ya da farklı noktalarda mutlaka karşılaşıyoruz. Bir iletişimci olarak, özellikle insanlara yaklaşım tarzına dair birkaç kelam etmek isterim. Tam bir devlet adamı… İnsanlarla polemiğe girmeden, sorunların çözümü odaklı bir yaklaşım sergiliyor. Ve aslında İstanbul gibi bir metropolde, Anadolu medeniyetinin değerlerini yaşatan insanların varlığının da çok farkında.

Sivil toplum kuruluşlarına, özellikle memleket derneklerine kadar uzanan hassasiyetini gözlemliyorum. Elbette böylesine büyük bir şehirde her an krizler, koşuşturmalar ve anlık kaoslar oluşabiliyor. Ancak bu durumlara karşı bugüne kadar yönettiği süreç oldukça başarılı.

Son dönemde valilerimizin, bulundukları şehirlerdeki etkin konumlandırmalarını ve sokaktaki insana dokunuşlarını takip ediyoruz. Bunların en iyi örneklerinden biri de İstanbul Valimiz Davut Gül.

Genelde toplum olarak eleştiriyi severiz, ancak teşekkür etmeyi az, takdir etmeyi ise biraz cimrice yaparız. Bu, her zaman yargıladığım durumlardan biridir. İşini iyi yapan, görevini başarıyla yöneten ve sürdüren insanları takdir etmeliyiz.

Bu takdir ve tebrik de Sayın İstanbul Valimiz Davut Gül