Yıllardır katil İsrail'in Filistin'deki zulmü devam ediyor. Milyarlarca insanın gözleri önünde çocuklar, kadınlar katlediliyor; insanlar zulme uğruyor. Bu görüntülere aslında hiç de yabancı değiliz. Ben kendimi bildim bileli bu acı görüntüleri ekranda izlemeye devam ediyorum, ediyoruz. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz; bir şeyleri ifade etsek de, tepki göstersek de, çeşitli eylemlere katılsak da zulüm hâlâ son bulmuş değil.
Ancak bugünlerde Gazze'de zalimlik zirveye ulaşmış durumda. İsrail, maalesef insanlık dışı saldırılarını artırarak sürdürüyor. Sosyal medyada bir paylaşım yaparak vicdanımızı biraz olsun rahatlattığımızı sanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, birçok ismin çeşitli girişimleri, tepkileri ve çalışmaları var. Bizler de halk olarak bu büyük zalimliğe karşı vicdani muhasebe yapmalı; daha fazla duyarlı olmalı, daha fazla hassasiyet göstermeliyiz.
Yardım kuruluşları aracılığıyla yapılan çalışmaları yakından gözlemliyorum. "Ne yapabiliriz" diyenlere en azından şunu söyleyebilirim: Kalemimizle, sözümüzle, irademizle, duamızla; soframızdaki ekmeği bölüşerek bu çalışmalara destek olabiliriz. Yardımları Gazze'ye ulaştıran kuruluşlara destek vererek vicdani yolculuğumuza katkı sunabiliriz.
Gazze'yi unutmayacağız. Gazze'nin çocuklarını da… Coğrafyanın farklı yerlerinde sıkıntılar yaşayan, zorluklara uğrayan tüm mazlumları da unutmayacağız. Çünkü Gazze, bir simge aslında: Zalimlere karşı mazlumların yanında olma inancı; değerlerin, vicdanın ve insanlığın yaşatılmasıdır.