Üç ebeveynli çocuklar dünyada!

Bildiğimiz her şeyin değiştiği bir dönemdeyiz... Toplum ve insan, tohumuna kadar farklılaşıyor ve dönüşüyor adeta. Biyolojik olarak üç ebeveynli çocukların dünyaya gelmeye başladığı haberi, geçen haftanın yoğun gündemi arasında öne çıkanlardan biriydi...İngiltere'de geçen hafta The Guardian gazetesinin bildirdiği üzere, anne karnından üç insanın DNA'sını taşıyarak doğan bebeklerin varlığı resmi olarak doğrulandı. Zihninizde türlü ihtimaller canlanıyor olabilir... Peki, bir çocuğun dünyaya gelmesi için ikiden fazla insana neden ihtiyaç duyulur Aslında çocuğun dünyaya gelmesi, tüm insanlarda olduğu gibi dişi ve erkek kromozomların eşleşmesiyle, yumurta ve spermin buluşmasıyla gerçekleşiyor. Ancak annenin taşıdığı bilinen, hücre düzeyindeki bir hastalık yalnızca üçüncü bir insanın DNA katılımıyla çocuk dünyaya gelmeden önlenebiliyor.Her halükârda oldukça mahrem ve ahlaki tartışmaları yanında getirebilecek bir konu olduğu için bu özel tedavi yöntemi büyük bir gizlilik içinde gerçekleştiriliyor. Çalışmaları yaklaşık 8 yıl önce başlayan, kamuoyuna duyurulmasıysa ancak bugünlerde gerçekleşen tedavi yöntemiyle İngiltere'de doğan en az 1 çocuk olduğu artık kesin olarak biliniyor. Birkaç çocuğun daha bu yöntemle dünyaya geldiği tahmin ediliyor. Tedavi yönteminin odağında hücreye güç veren, pil görevi gören mitokondri var. Anne yumurta hücresi kalıtımsal olarak sağlıksız bir yapıya sahip olduğunda, örneğin mitokondri DNA'sı hastalık bilgisi taşıdığında, embriyonun ilk hücresi de burada şekillendiği için aynı mitokondriyal bozukluğu alarak gelişimine başlıyor. İnsanlar tüm mitokondrilerini annelerinden aldıkları için bu sebeple oluşan hastalıkların tedavisi sonradan mümkün olmayabiliyor veya çok karmaşık tedavi yöntemleri gerektirebiliyor. Bozuk DNA'nın embriyoya geçmesini önleyen yöntem, sağlam mitokondri taşıyan bir yumurta donörü bulunmasıyla uygulanıyor. Yöntemin adı, mitokondriyal bağış tedavisi (MBT).Haberin DevamıTıbbi terimlere dalınca ister istemez soğuk bir hava esiyor ancak tedavinin uygulanış tekniğini öğrendiğimde, yürek ısıtan bir yanını keşfediyorum... Evvela anneye yumurtasını bağışlayacak ikinci bir doğurgan kadının tedaviye katılması gerekiyor. Yani üç ebeveynli çocuğun iki biyolojik annesi oluyor. Donör kadının sağlıklı ve döllenmiş yumurtası, kendi genetik materyalini barındıran hücre çekirdeğinden (nükleus) arındırılıyor. İçinde yalnızca asıl yumurtanın ihtiyaç duyduğu mitokondri kalıyor. Daha sonra annenin yumurtasından asıl genetiği barındıran çekirdek alınıyor ve donör yumurtanın içine, sağlıklı mitokondrilerin arasına bırakılıyor. Böylece bağışçı annenin yumurtası, gerçek annenin yumurta çekirdeğini kucaklıyor, ona yuva haline geliyor. Nihayet embriyo sağlıklı gelişimine başlıyor.Haberin DevamıBağışçı anneden taşınan gen miktarı çok küçük, 37 adet DNA geçiyor. Geri kalan genler, yani yüzde 99,8 oranında DNA, yine çocuğun kendi anne-babasından geliyor. Bununla birlikte dünyaya gelen bebek resmen üç insanın DNA'sını taşımış oluyor ve tıbbi anlamda iki biyolojik anneye kavuşuyor. İngiltere'de Newcastle Doğurganlık Merkezi'nin öncülüğünü yaptığı tedavi yöntemi, dünyanın farklı ülkelerinde de uygulanıyor. İlk örneklerden biri ABD'li doktorların uygulamasıyla New Mexico kentinde gerçekleşmiş. 4 düşük yapan ve doğan iki çocuğunu da kaybeden bir anne, tedavi sayesinde sonunda sağlıklı bebeğine kavuşmuş. 'Üç ebeveynli' çocuklara sahip olan ülkeler arasında, birer bebekle Ukrayna ve Yunanistan'ın da olduğu belirtiliyor.Haberin DevamıKendi küçük, işlevi büyükHücre çekirdeğinin etrafında binlercesi olan mitokondriler,