Yeni nesil internetle tanışma zamanı

Son günlerde sıkça telaffuz edilen yeni bir terim var: Web 3.0. Web3 de deniyor. Tıpkı metaverse gibi daha çok karşımıza çıkacak. Dijital ajansların ve girişimcilerin kısa sürede diline dolanacağından da hiç şüphe etmiyorum. Öyleyse gelin; Web3 nedir, ne değildir, basitçe anlatayım...İnternet Türkiye'ye 1990'ların ikinci yarısında gelmişti. 2000'lerin başına kadar da Web 1.0 dünyaya hâkimdi. O dönemin interneti broşür, sunum, indeks veya külliyat mantığıyla hazırlanan düz HTML sayfalarından ibaretti. Sayfalarda linklere ve butonlara tıklamak dışında pek bir şey yapamazdıkWeb 2.0 ile kullanıcı etkileşimi geldi, web arayüzleri kavramı hayatımıza girdi. Önce Macromedia, sonra Adobe ile bildiğimiz Flash, dönemin kahramanıydı. Web sayfalarını bilgisayar programı gibi kullanmaya, internet siteleri üzerinden oyun bile oynamaya başlamıştık. Cep telefonlarındaki aplikasyonların ataları da bu uygulamalardı. Etkileşim arttıkça sayfalar da daha marifetli hale geldi. Bugün Web 2.0'da office programlarından Photoshop gibi gelişmiş yazılımlara kadar hemen her şeyin internet web ve mobil versiyonları bulunuyor ve 2.0 teknolojileri gelişmeye devam ediyor.Bilgisayarların program güncellemeleri mevcut sürümün üzerine kurulur ve bir öncekinin gelişmiş haline dönüşür. Web'in versiyonları için de benzerini söylemek mümkün. Ancak internet tek bir program olmadığı için buradaki versiyon ifadesinin kavramsal olduğunu akılda tutmak gerekiyor.Web 3.0 tanımlanmış bir teknoloji veya terim değil. Yeni nesil interneti ifade eden afaki bir kavram. Dolayısıyla Web 3.0 önceki sürümün üstüne gelmiyor; 2.0 ve 1.0 aynı anda var olmaya devam ediyor. Araya bir anekdot girelim; geçenlerde bir sohbet vesilesiyle yolumuz 90'ların sevilen şarkıcısı Akrep Nalan'ın internet sitesine düştü. Yapıldığı yıldan beri bozulmamış bir tarihi eser, tam bir tekno-nostaljiydi! Milattan önce Web 1.0'ın neye benzediğini merak ederseniz akrepnalan.com'u ziyaret edebilirsiniz.Web 3.0 döneminde 2.0'da kurulan dünyayı kullanmaya elbette devam edeceğiz. Metaverse'ün temelleri de 2.0'da atıldı ve bu teknolojiyle gelişmeyi sürdürecek. Öyleyse nedir Web3 etrafında dönen bu heyecan dalgası Metaverse ile birlikte geleceğin interneti olarak anılmasının sebebi, teknolojik bir fark yaratmanın ötesinde insanlığı, yaşantımızı dönüştürecek sosyal bir etki gücüne sahip olması. Teknolojiyi, iletişimi, hatta ekonomiyi bile merkeziyetçi yapıdan kurtarma potansiyeline sahip. Neden kurtarmak diyorum Merkezlere bağlı global ekonomik sistemin tüm dünyayı yoksulluğa sürüklediğine şahit olduğumuz bir çağdayız. Elbette sistem bir çırpıda yenilenecek değil, ancak Web3'ün alternatif yaratma imkânı var.TEK ÇAREMİZ GÜVENMEK Web3'ün gücü blokzinciri teknolojisinden geliyor. Kripto paralarla hayatımıza giren blokzinciri kavramı, veri paketlerinin herhangi bir merkeze bağlı kalmaksızın yüzde 100 geçerlilikle, kopyalanamadan, eşsiz biçimde (unique) üretilerek dolaşıma girmesini sağlıyor. Şimdilik NFT ve kripto dünyasında işlevsel. Teorideyse hemen her şey zincirin parçası olabilir. Böylece verinin her yerde geçerli ve eşsiz olduğundan emin olmak için bir merkeze 'güvenmemiz' gerekmez. Günlük hayattan bir örnekle destekleyeyim... Merkez Bankası, elimizdeki paranın geçerliliğinden emin olmamızı sağlar ve bankaların teminatına güveniriz... Kripto paralarınsa bilindiği üzere bir merkezi bulunmuyor, güvenliği zincir sağlıyor. Web3 terimini 2014'te ilk ortaya atan kişi Gavin Wood, Bitcoin'in en yakın rakibi Ethereum'un mimarlarından biri. Web3 Vakfı'nın da kurucusu. Wired'a verdiği röportajda 2.0 dünyasının merkezlere güvenme üzerine kurulu olduğunu, Web3'teyse bunun 'gerçeği bilmeye' dönüşeceğini anlatıyor. "Mesajlarımızı şifreli ilettiği konusunda WhatsApp'a güveniyoruz. Ancak ellerinde tüm şifreleri açan bir anahtar olup olmadığını bilemeyiz, tek çaremiz güvenmek."