?Risk altındayım diye Akademisyenler Konseyine başvuran yazar!

Kartvizitinde "Yazar, akademisyen, Siyasi aktivist" yazıyordu...
Hakkında çok değişik konularda yazabilirdim ancak ben AKP'li yılların önde gelen destekçilerinden, daha sonra "Yanıldım-kandırıldım" diyen Murat Belge bölümünde karar kılmıştım!
Niçin böyle bir karar verdim diye soracak olursanız; AKP iktidarının 2002'den 2013'lere kadar en önemli destekçisi olan "liberal muhteremler" hakkında, AKP eski İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu'nun , 2013 yılında söylediği şu sözleri anımsatmak isterim:
-10 yıllık iktidar dönemimizde şu ya da bu şekilde bizimle paydaş olanlar, gelecek 10 yılda bizimle paydaş olmayacaklar! Onlar şu ya da bu şekilde her ne kadar bizi hazmedemeseler de; diyelim ki liberal kesimle, bu süreçte bir şekilde paydaş oldular. Ancak gelecek inşa dönemidir. İnşa dönemi onların arzu ettiği gibi olmayacak. Dolayısıyla o paydaşlar bizimle beraber olmayacaklar... Yarın bizim karşımızda olan güçlerle bu sefer paydaş olacaklar!..
Ne kadar aşağılayıcı değil mi Bu konuşma, iktidarı başından o tarihlere kadar cansiperane savunan, iktidar sahiplerini "en büyük demokrat", Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne sokacak, demokrasiyi tüm kurumlarıyla oluşturacak hükümet diye pohpohladıkları AKP iktidarının "Paydaş" olarak nitelediği "Liberal-eski solcu" kesimi tarihin çöp tenekesine atışının miladıydı!
Murat Belge ise bu kesimin önde gelen "entelektüel" kalem sahiplerinden biriydi... 10 yıllık süreçte AKP iktidarına elinden gelen her türlü desteği verdi... O kadar ki; "Yahu bu adamlar demokrat filan değil, AB filan yalnızca araç, şeriata doğru yol çiziyorlar" diyenlere verdiği şu yanıt hiç unutulmayacaktı:
-Ben de o zaman Rodos'a yerleşirim!

The Taraf'ın muteber yazarı!

Taraf Gazetesi 15 Kasım 2007'de, Ergenekon kumpasının başlamasından hemen önce "Düşünmek taraf olmaktır" sloganıyla yayın hayatına başladı!
Bir yayınevi tarafından finanse edilen(!) gazetenin başında Ahmet Altan ve ABD'deki Milliyet Temsilciliği'ni ve 6 bin dolar maaşını bırakarak koştura koştura Türkiye'ye gelen yardımcısı Yasemin Çongar vardı. Yıllarca tüm kumpasların tam göbeğinde yer alan bu gazete kısa sürede "The Taraf" olarak tanımlanmaya başlandı. Yıllar sonra bu gazetemsi şeyin Yazı İşleri Müdürü Yıldıray Oğur, Ergenekon-Balyoz-Casusluk gibi kumpaslarda tepe tepe kullanılmalarıyla ilgili olarak aynen şöyle diyecekti:
-Kullanışlı aptallarmışız!
İşte bu gazetenin ağır toplarından biri de Murat Belge'ydi...Yıllarca bir taraftan AKP iktidarını parlatırken, diğer yandan kumpasların ne kadar doğru, ne denli demokratik olduğunu yazdı, anlattı!
Ancak 2011- 2012'den itibaren koşullar değişmeye başladı. The Taraf'ta Neşe Düzel ile yaptığı röportajda Belge bunun ipuçlarını veriyordu. "Atatürk ilerici değil militarist modernistti" diye başlayan söyleşide, Düzel'in "AKP Türkiye'yi demokratikleştirebilir mi" sorusuna yanıtı bakın nasıldı:
-AKP, Türkiye'yi
demokratikleştirebileceği kadar demokratikleştirdi. Daha fazla demokratikleştirebilmesi için bugünkü zihniyetinden vazgeçmesi lazım. Başbakan'ın
tavırları, sözleri, görüşleri dışında, AKP'nin bir duruşu yok biliyorsunuz. Başbakan'ın bugünkü tavırlarıyla da ben, AKP'den yeni bir demokratikleşme beklemiyorum...
Aynı Murat Belge, iktidarın "Çözüm sürecinde" oluşturduğu "Akil İnsanlar Heyetinde" de yer aldı. 2015 yılında ise Bugün Gazetesi'nden Hüseyin Keleş'e şu itirafı yapacaktı:
-Bizim desteklediğimiz, doğru işler yapan adam uydurma bir Tayyip Erdoğan'mış!
İşte bu kadar basit, bu denli kolaydı! On binlerce insanın yaşamının karartıldığı, intiharların, onulmaz hastalıkların, yıllarca süren tutsaklıkların yaşandığı 7 yıllık sürece engin destek veren muhterem, tek bir sözcükle ellerini yıkayıp aklıyordu kendisini ve arkadaşlarını: