Pek eğlenceli bir Kemalizm yeni Türkiye karşılaştırması!
Adı Engin Ardıç'tı... Sabah Gazetesi yazarıydı...
Bir süre önce öldü. Adını bilenler, nasıl bir muhterem zat olduğunu da bilir... Bilmeyenler için bir ufak hatırlatma yapayım:
-Yarbay Ali Tatar, kumpas alçaklığı sırasında soysuz bir FETÖ savcısı tarafından ikinci kez tutuklanma istemiyle gözaltına alma kararı verdiğinde onuruna yedirememiş, şakağına dayadığı beylik silahının tetiğini çekmişti...
Yukarıda ismini verdiğim muhterem köşesinde aynen şöyle yazmıştı:
-Kurşuna kafa attı!
Bu muhteremi o tarihten sonra, ölüp gittiği ana kadar hep o cümlesiyle hatırladım! İşte bu zat, epey zaman önce "Kemalizm'i tanıyalım" başlığı ile bir yazı kaleme almıştı... Kendi anlatımıyla; aynı kökenden, Galatasaray ve Boğaziçi Siyasaldan Onur Atalay adında birinin yazdığı "Türk'e Tapmak" isimli kitabını öve öve bitiremiyordu...
Niçin övdüğünü anlamak için kitabın adına bakmak dahi yeterliydi aslında! Yazar, otuzlu yılların Kemalizm ideolojisini enine boyuna anlatmıştı...
Sabah yazarına göre kitap, Kemalizm'in İslam'ın yerine konmak istenen "seküler bir din" olduğunu kanıtlıyordu!
Ardıç, "Keşke her CHP seçmeni okusa da neye oy verdiğini anlasa" diye hayıflandıktan sonra 350 sayfalık kitabı özetlemenin mümkün olmadığını, yalnızca o yıllarda yazılmış bir kaç şiir örneği vereceğini söylüyordu... Şaşırmıştım; Kemalizm'i enine boyuna anlattığını İslam'a karşı "seküler bir din yaratılmaya çalışıldığını kanıtladığını" söylediği kitaptan bula bula üç beş tane şiir mi bulmuştu yani..
-Neyse, bakalım neler yumurtlamış muhterem diyerek okumayı sürdürmüştüm!
Sabah'ın muhterem yazarının verdiği ilk örnek, Kemalizm kitabının yazarı olan Tekin Alp'e aitti:
-Kahramanlığın örneği olan ve vatanın istiklalini yoktan var eden Mustafa Kemal'e, onun cengaver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahid analarına ve Türkiye için ahret günü olmadığına iman ederim... Türk ordusunun birliğine ve Gazi'nin Allah'ın en sevgili kulu olduğuna kalbimin bütün hulusuyla şehadet ederim.
Pek bir zevkle verdiği bu örnek sonrasında "işin en güzel yanı" olarak da Tekin Alp'in asıl isminin Moiz Kohen olduğunu açıklıyordu! İğrenç ırkçı yaklaşımı bir yana, işin çok daha güzel kısmını gözden kaçırıyordu aslında; kendisinin yeni keşfettiği Tekin Alp'le ve yazdıklarıyla ilgili olarak gerici, yobaz, Cumhuriyet karşıtı kafalar tarafından uzun yıllar içinde en az yüzlerce karalama yazısı hatta kitap yazıldığını maalesef bilmiyordu!
Ardından şair Behçet Kemal Çağlar'ın Atatürk ile ilgili, üzerinde en az bin kere yazılmış, konuşulmuş şiirini örnek gösteriyordu!
-Bir ebedi güneş doğdu burada Gazi... Ne örümcek ne yosun Ne mucize ne füsun Kabe Arab'ın olsun Bize Çankaya yeter.
Büyük zafer ve Cumhuriyete minnet hissiyle kaleme alınmış abartılı bir şiirdi! Sonrası ise şöyleydi:
-Galip Naşit adında biri şunları yazmış... Yahya Saim adında biri şöyle demiş... Gönül adında bir öğrenci hanım da şöyle buyurmuş... Leman diye bir hanım Atatürk heykelini şöyle anlatmış... Kerim Bey de şunları söylemiş!
Koskoca bir dönemi Yahya Beylerin, Leman Hanımların şiirlerine hapsetmek müthiş bir zeka örneğiydi tabii! Muhterem bu "ince zekayı" sergiledikten sonra şu soruyu soruyordu:
-Bu insanlar senden oy istiyorlar, verecek misin ey ahali
Buyrun yeni Türkiye'ye!Yine de ciddiye alıp, onun gibi bir kurgu da ben yapayım diye düşünmüş, oturmuştum klavyenin başına... Buyrun yeni Türkiye'nin şair-i azam'larına!