İslamda ?içtihat kapısını açma meselesi!

İslamiyet yaklaşık 15 asırlık bir din...

Kutsal kitap Kur'an da yazıldığı üzere de yeryüzüne gönderilen son din... İlk önceleri her şey basit ve sade idi... Tanrı'nın Elçisi, İslam'ın Peygamberi Hz. Muhammed'e Kur'an sayfaları, sureler iniyor, peygamber Sahabelerden görevli kişilere anlatıyor, onlar ezberliyor, ahaliye aktarılıyordu...

Hz. Osman'ın Halifeliği sırasında artık Tanrı'nın emirlerini içeren Kur'an'ın kitaplaştırılmasının gerekliliği ortaya çıktı ve bu yerine getirildi. İslam geliştikçe, yayıldıkça, mezheplere ayrılmaya başlayınca dinin farklı yorumları, Hz. Muhammed'in sözlerinin farklı anlamları ortaya atılmaya başlandı.

Öyle ki, İslam peygamberinin hadislerinin 1.5 milyon olduğunu iddia edenler bile ortaya çıktı. Hurafeler dinin emrettiği şeylerin bile üzerine çıktı.

Yüzyıllar geçtikçe "Bid'at" denilen, adette ve ibadette sonradan uydurulan şekil ve tarz farklılığı, İslamiyet'i tarikatların, şeyhlerin, şıhların, kerameti kendinden menkul mürşidlerin işgal etmesine, mürit sıfatı takılan toplulukları kontrol etmesine, gerçek dinden uzaklaştırmasına hatta koparmasına yol açtı! Bu durum İslam alimleri arasında hiç bitmeyecek bir tartışmayı da beraberinde getirdi:

- İçtihad Kapısı'nı açmak yani İslam'ı hurafelerden, Bid'at'tan kurtarmak!

Ancak İslam alimleri "Müçtehid" yani içtihadı yapabilecek "Büyük İslam Alimi" konusunda bir türlü anlaşamadılar. İçtihad kapısının kapalı olduğunu iddia edenler bile çıktı. Yanlış hatırlamıyorsam, Suudi Kralı Faysal'ın, bu konuda bir açılım yapmak istediği için bizzat yeğeni tarafından sarayında öldürüldüğü de iddia edilmişti...

- Yani konu epey netameliydi!..

"Bir çok hoca efendi beni tefe koyup çalacak!"

AKP'li Cumhurbaşkanı yıllar önce işte bu konuyu gündeme getirmişti...

Yaptığı açıklamada "Kadınlar dayak yiyorlarsa şükretsinler" diyen, Nurettin Yıldız'a tepki göstererek şöyle demişti:

- Son günlerde birileri kadınlarla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunuyor... Dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı kendince içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya!

Bundan sonrası epey tartışmalara yol açacak sözlerdi. Erdoğan bu gibileri acz içinde ilan ediyordu:

- Anlamak mümkün değil. Yani bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada, farklı bir zamanda, asırda yaşıyorlar. İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da acz içinde bunlar... Siz İslam'ı 14-15 asır önceki hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız. Onun için de bugün İslam'ın uygulanması yer, zaman ölçüsüyle değişiyor!

Ülkedeki İslamcı çevrelerde ve İslam dünyasında epey gürültü çıkaracağı kesin bu sözlerden sonra Cumhurbaşkanı şu yorumu da yapacaktı:

- Şimdi birçok hoca efendi beni tefe koyup çalacak o ayrı mesele. Rabbim bizi tefe koymasın!..

Bu son cümle, Erdoğan'ın konuyu bilinçli olarak gündeme getirdiğini, karşı saldırıların olacağını bildiğini gösteriyordu...

- Nitekim öyle de oldu!

"Haddinizi aşmayın!"

İlk büyük tepki uzaklardan, Nur cemaatinin önde gelen isimlerinden Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz'den gelmişti...

Akgündüz, "İslam'ın güncellenmesi" sözlerine sosyal medya hesabından şiddetle karşı çıkarak şu mesajı yazdı: