?Atatürk yoksa Türkiye de yok!

Çok uzun yıllardan bu yana, yazdığım hiçbir yıl sonu yazısında "ne güzel bir yıldı" diyemedim...

Önce, sevinçlerimizi, sonra anlık da olsa mutluluklarımızı, ardından bayramlarımızı, umutlarımızı birer birer söküp aldılar elimizden... Ehh, gittiğini elimiz böğrümüzde izlediğimiz bu değerlerin toplamı zaten yıllara bölünmüştü...

- Sonuçta yıllarımız da tek tek kayıp gitti elimizden!..

Ancak, bu kadar kirli, bu denli kanlı, böylesine yalancı bir yıl yaşamamıştık... Gerçi, yaşanan yılların ne suçu var; her şeyi birileri yaptı, birileri tuttu, birileri pişirdi, birileri de yedi! "Hani bana" diye aç çakallar gibi etrafımızı kuşatanlar ise masaya oturdu oturacak! 85 milyonluk koca ülkenin, en tepedekinin deyişiyle "çilekeş olmaya alışmış" halkı ise bırakın masaya oturmayı, kendi masasını bile yitirme tehlikesiyle karşı karşıya.. Anlıyor mu, duyumsuyor mu, çocuklarının geleceğinin yok edildiğini görüyor mu diye soracak olursanız; maalesef önemli bölümü için verebileceğim yanıt "hayır!"

- Milyonlarca insan, ülkesinin cehennem ateşine hızla kayışını adeta bir başka gezegenden, üstelik hiçbir hayat belirtisi göstermeden izliyor!..

İyi ki bu asil millet var...

Evet 2023, en kötü, en gaddar yıl olarak işlendi hayatlarımıza; ama bu duruma diğer yılların biriktirdiği aldatışlar, aldanmalar, hırsızlıklar, yolsuzluklar, güç kavgaları, kumpaslar, aydın sıfatını üstlenmiş hıyanet içindeki bir takım alçaklar, en cahilce "Yeni Osmanlıcılık" hayalleri, Cumhuriyeti, bir "Ortaçağ Kabile Devletine" çevirme hevesleri getirmedi mi bizi

Bırakalım siyasette, dış politikada, milli eğitimde, kültür alanında yaşadığımız sinsi kötülükleri bir tarafa; yılın son günlerinde dehşet içinde izlediğimiz "spor kepazelikleri" dahi Türkiye'nin nasıl bir sona mahkum edilmek istendiğini tüm çıplaklığı ile göstermedi mi

Şu son 3 hafta içinde sadece bu alanda yaşadıklarımız ülkenin nasıl bir bataklığa sürüklendiğini anlatmıyor mu Saha ortasında hem de kulüp başkanı ve adamları tarafından öldüresiye dövülen bir hakem... Sahadan çekilen bir takım, siyasete boğazına kadar batmış futbol... Kafasını kuma gömmüş bir futbol federasyonu...

- Ve tabii, yılın sona ermesine iki gün kala ülkeyi ayağa kaldıran "Süper Kupa" felaketi!

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e yapılan saygısızlık ve terbiyesizlik sonrası, ülkenin iki büyük kulübü Fenerbahçe ve Galatasaray'ın Türk milletinin de büyük desteğiyle maça çıkmayı reddetmesi ve yurda dönmesi, büyük bir sevinç ve mutluluk yarattı..

İktidar ve uzantılarının "sözleşme vardı", "operasyon yapıldı" şeklindeki çığlıklarının en ufak bir doğruluk payı taşımadığı da "yalancının mumu" misali kısa sürede ortaya çıktı! Değerli arkadaşım Can Ataklı durumu futbol uzmanlarıyla konuşup ortaya koydu:

- Suudi Arabistan'da oynanacak süper kupa uluslararası bir maç değil, özel maçtı, bu nedenle de UEFA ve FİFA ile en ufak bir ilgisi yoktu...