Ümit Zileli

Korkusuz

Muhalefetin uyuma hakkı yok!..

Kemal Kılıçdaroğlu hava muhalefeti nedeniyle gidemediği Diyarbakır'a önceki gün bir mesaj yollayarak "mutlaka geleceğim" dedikten sonra şu cümleyi sarfetti: -Demokrasinin yolu Diyarbakır'dan geçer! Tartışmalar başladı tabii... Kemal Bey, bunu zaman zaman yapıyor maalesef; vermek istediği mesajı öyle "muğlak" bir şekilde anlatıyor ki, üstüne isteyen

4 yapraklı yonca!

Ben, siyah-beyaz yıllara kenarından, köşesinden tanık olma, o güzelim filmleri yazlık sinemalarda izleme şansına erişenlerden biriyim... Siyah-beyaz fimlere bayılırdım... Annemin ya da teyzemin elini tutup gittiğim sinemada, şayet bir melodram filmiyse seyircinin çoğu kadınlardan oluşur ve tüm film hıçkırıklar eşliğinde geçer, mendiller sırılsıklam

"Dillerini koparmak görevimizdir!"

Demek ki seçimlere pek fazla bir süre kalmadı... Baksanıza, iktidar partisi seçim taktikleri sezonunu açtı; kadınlar, sanatçılar, gazeteciler üzerinden toplumu korkutma, sindirme, ötekileştirme, ayrımcılaştırma taktikleri gündeme dahil ediliverdi! Geçen hafta hedefte FOX TV Ana haber sunucusu Selçuk Tepeli vardı mesela... İktidarın "sopası" haline

İntikam hukuku!

Üzerinden beş ay geçti... 28 Şubat Davası olarak adlandırılan tiyatronun sonunda yaşları 74 ile 90 arasında değişen 14 emekli general müebbet hapis cezasına çarptırılmış, karar Yargıtay'da onanmış ve sanıklar tutuklanarak Silivri, Buca ve Sincan cezaevlerine konmuşlardı... Tarihe geçecek bir davaydı! Mesela bu davanın açılması için bu iktidarın 13'

Millet itibara hiç yüz vermedi!

Asrın liderimiz, AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada sayın ahalimizden ufak bir istekte bulunmuştu: -Yastığınızın altında ya da kolunuzdaki altınlar bize bir şey kazandırmaz. Yastık altındaki altınlarınızı değerlendirerek ülkemizin gelişmesine katkı sağlamaya davet ediyorum... Dikkat isterim"Size kazandırmaz"demiyor, "Bize kazandırmaz"diyor; "

Dünyanın en havalı diktatörü!

Saray, bugün bir diktatörü ağırlayacak! Adı, Nayib Bukale... Aslında bu isminin kısa hali; adının tamamı şöyle: -Nayib Armando Bukele Ortez. 6.5 milyonluk Orta Amerika ülkesi El Salvador'un devlet başkanı ve yalnızca 41 yaşında! Devlet başkanlığına seçilmeden önce 2015-2018 arası Başkent San Salvador Belediye Başkanı olarak görev yapmıştı... Bukele

Senin halife İngiliz zırhlısıyla kaçmıştı arkadaş!..

Ankara Melike Hatun Camii'nin imamı Halil Konakçı isimli muhterem geçenlerde Bursa'da bir camide vaaz verdi... Sözü döndürdü, dolaştırdı, 98 yıl önce TBMM kararıyla kaldırılan "hilafet makamı"na getirdi ve şöyle dedi: -Biz o makamı geri istiyoruz arkadaş, İslam adına istiyoruz! "Biz" dediği kim, orası muğlak; son günlerde trajik bir şekilde intihar

Eski aşklar bardak olur mu!.

Önce "Sayın Öcalan" dediler... Tutmadı, çok itici geldi!.. Binlerce kişinin infaz emrini vermiş, 40 bini aşkın insanın ölümünden sorumlu bir ağırlaştırılmış müebbet mahkumuna "sayın" diye hitap edilmesi halkın vicdanını yaralıyordu... Bu sözcüğü süratle eski solcu, yeni "liberal"takımı ile BDP'lilere terk edip yeni bir sözcük yarattılar: -İmralı!..

Yüz sopalık vahşi cinayet!

Hiçbir tereddütüm yoktu... Tarikat karanlığı ve aile baskısının ölüme götürdüğü Enes Kara ile ilgili engelleme kararı verileceğine adım gibi emindim! Açın bakın, bu türden cemaat, taciz, tecavüz ya da intihar haberlerinin yüzde 90'ına erişim engeli ya da habere direkt yasaklama getirildiğini göreceksiniz! Bu kez de Enes'in babası Mehmet Kara, İsken

İslam'da ruhban sınıfı var mıdır efendiler..

Türkiye, çok uzun zamandır bir "trajediler" ülkesi, ne yazık ki! Daha iyi anlaşılması için "cennet gibi bir ülkede cehennemi yaşayanlar ülkesi" de diyebilirdim! Aklınıza gelebilecek her alanda, Tanrı'nın bir tek günü huzur içinde, küçük mutluluklar tadarak geçirebildik mi acaba, sorarım size Daha geçen gün yazdım; bir avuç Saraylı ve kuyruğunda dol