Temmuz ayını, zeytinlikleri yerle yeksan edecek maden kanunu ve orman yangınlarıyla hatırlayacağız.
Maalesef, orman yangınlarının çıkmasında insan hatasının ve kastının da etkisi büyük.
Ama yangınla mücadelede yetersiz kalınması hususunda, Orman Genel Müdürlüğünün vebali büyük, hem de çok büyük.
Yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarını yok etmeyin dedik, dinletemedik.
Bir de insan eliyle kesilen ve yok edilen ağaçlarımız var.
Kuran-ı Kerimde ve diğer kutsal kitaplarda zeytine verilen önemi anlattık, dinletemedik.
Peygamber efendimiz "elinizde bir ağaç fidanı varsa, kıyamet kopmaya başlasa bile, eğer onu dikecek kadar vaktiniz varsa, mutlaka dikin" der dedik, dinletemedik.
Yetkililer "maden için kesilen ağaçların taşınacağını ve/veya başka yerde yeni ağaçlar dikileceğini" söylediler.
(Değerli okur düşünsenize, tonu 100 dolarlık kömür için, tonu 5 bin dolar zeytinyağının kaynağı olan zeytin ağaçlarını yok ediyorlar. Yani değer (para) hesabını da bilmiyorlar.)
Taşınan zeytin ağaçları aynı verimi vermez dedik, dinletemedik.
Dönemin Başbakanı "orman varlığı bütün dünyada azalırken, orman varlığını artıran nadir ülkelerden biriyiz" dedi. (23/12/2015)
Diyebildi gerçekten.
TRT Haber "son 22 yılda yapılan ağaçlandırma çalışmalarıyla, Türkiye'nin orman varlığında önemli bir artış sağlandı" diye haber yaptı. (21/3/2025)
Yapabildi gerçekten.
Dahası yetkililer yıllardır kendi dönemlerinde, cumhuriyet döneminden daha fazla ağaçlandırma yaptıklarını söylüyorlar.
Orman varlıklarımız rekor seviyelerde artırmışta bizim haberimiz yokmuş.
İyi de sadece söyleyince olmuyor nur yüzlüm.
Nasıl mı oluyor.
Gelin bir bakalım.
Şekilde de görüleceği gibi, Orman Genel Müdürlüğünün resmi verilerine göre; 2003 yılından 2021 yılına kadar 19 yılda yapılan toplam ağaçlandırma miktarı 609 bin 90 hektar, bu ağaçlandırmaların yıllık ortalaması ise 32 bin hektardır
AK Parti iktidarlarından önceki 19 yıllık dönemde (1984'ten 2002 yılına kadar) yapılan toplam ağaçlandırmalarının miktarı bir milyon 115 bin 367 hektardır.
Ortalamada yıllık ağaçlandırma miktarı 59 bin hektardır.
Yani, AK Parti iktidarlarından önceki dönemde, AKP iktidarı dönemine göre her yıl 27 bin hektar daha fazla ağaçlandırma yapılmıştır.
Yetkililer bu açık gerçeği ısrarla ve inatla gözden kaçırmakta ve halka yanıltıcı bilgi sunmaktadır.
Yetkililer bunun yanı sıra halka iki tane daha yanıltıcı bilgi vermektedir.
Birincisi iktidar aslında ağaçlandırma olarak kabul edilmeyen, orman alanları içinde yapılan "Rehabilitasyon" çalışmalarını, ağaçlandırma çalışmasıymış gibi göstermektedir.
Türkiye'de orman alanı miktarında yaşanan artış; yapılan ağaçlandırmalardan kaynaklanmıyor.
1970'li yıllardan beri süregelen köyden kente göç nedeniyle kırsal alanlarda ormanlar üzerindeki baskı azalmaktadır.
Sonuç olarak, daha önceden ormandan açılmış tarım alanları kendiliğinden ormana dönüşmektedir.
Rehabilitasyon çalışmalarıyla ekosistemin verim gücünden ve mevcut biyolojik birikimden yararlanılarak, bozuk orman alanları, daha kısa sürede ve ekonomik şekilde, tesis amacına uygun fonksiyonları gerçekleştirebilecek kuruluşta ormanlara dönüştürülmektedir.
Yetkililerin verdikleri ikinci yanıltıcı bilgi ise endüstriyel ağaçlandırma çalışmalarıyla ilgilidir.
Hızlı gelişen türlerle yapılan endüstriyel ağaçlandırma, dünya genelinde artan odun talebini karşılamak, bunun yanında mevcut doğal ormanları ve ekosistemleri korumak üzere başvurulan yöntemlerden birisidir.
Türkiye'de endüstriyel ağaçlandırma çalışmaları, 2013 yılında başlatılmıştır.
Endüstriyel ağaçlandırmalar, mevcuttaki doğal ormanların tıraşlanması sonucu açılan orman alanlarında yapılmıştır.
2013 yılından itibaren endüstriyel ağaçlar toplam ağaçlandırma sayılarına dahil edilmiştir.
Oysa endüstriyel ağaçlar orman varlıklarının artırılması için değil, kesilmek üzere dikilmektedir. Bu nedenle de orman varlıkları içerisinde sayılmamalıdır.
2021 yılında 24 bin hektara ulaşan endüstriyel ağaçlandırma miktarı, o yıl 35 bin 371 bin hektar olarak gerçekleşen toplam ağaçlandırmaların büyük bir kısmını oluşturmaktadır.
Endüstriyel ağaçlar hariç tutulursa 2021 yılında devlet tarafından gerçekleştirilen ağaçlandırma alanı sadece 11 bin 313 hektardır.
Bu da anlamlı bir ağaçlandırma miktarı değildir.
Değerli okur Anadolu'da "dert bir olaydı ağlaması kolaydı" şeklinde bir laf vardır.
Sorun sadece orman varlıklarının yetersizliği ve yangınlar da değildir.
Bir de ormancılık amacı dışında yapılan tahsislerimiz var.