Bütün yatırımları Türkiye yapıyor. Malezyalı şirket elini cebine atmıyor. Sadece kârını alıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı kabına sığmıyor. İki önemli büyük havayolu şirketinin ana üssü, yolcuları da havayollarını da zora sokuyor. Hâlâ ciddi bir yaptırımdan söz edilmiyor.

NE olacak bu Sabiha Gökçen Havalimanı'nın hali Bu sorunun cevabı giderek yok oluyor. Türkiye'nin en yoğun havalimanlarından biri artık. Her gün binlerce yolcu geçip gidiyor. Ama yolculuk bu havalimanında sürekli işkenceye dönüyor. İnsanlar tıkış tıkış kuyruklarda çileli yolculuklara çıkıyorlar. Yeterince soğutulamayan terminal, sık temizlenmeyen tuvaletler, hijyen şartlarının günün ilk birkaç saati içinde yok oluşu, yüksek ses kirliliği, pahalı yiyecek içecek. Ve daha nice negatif... Müslüman bir ülke Malezyalı şirket mesciti bile doğru yönetemiyor.

Terminal 2 denilen yerden Türkiye'nin en önemli iki düşük maliyetli hava yolu şirketi güçlükle operasyonlarını yapıyorlar. Piste çıkışlarda uçaklar horul horul yakıt harcayarak kuyruklarda bekliyorlar, maliyetleri katlanıyor.

YATIRIMA YANAŞMIYOR

* Bütün fatura yolculara ve havayolu şirketlerine çıkıyor. Yüzde yüz işletmeye sahip olan Malezya şirket buradan yüksek kâr olarak gelir sağlıyor. Şirket neredeyse hiç yatırım yapmıyor. İkinci pisti Türkiye yaptı. HEAŞ adlı kuruluşun sahip olduğu havalimanında 3'üncü terminal yapılması gerekiyor. Hatta şimdiye kadar açılması düşünülüyordu ama Malezyalı şirketten tık yok. Yeni terminali de Türkiye yapsın istiyorlar. Hala bir kazma bile vurulmadı. Malezyalı şirketin umurunda bile değil. Havalimanın ilk terminali onarıma alındı, Malezyalılar burası için biraz para harcadılar. Yolcu artışı ile para hızla geri döneceği için. Ama mayısta terminal 1 onarımı bitecekti ama hala inşaat sürüyor.

* Bu arada anlaşılmaz bir şekilde devletin yaptığı ikinci pist tam da sezonun en yoğun döneminde elektrik sistemi vs nedenle kapatıldı. 06R/24L pisti 17-26 Temmuz arası devre dışı kaldı. Yepyeni pistte neden bu kadar çabuk sorun çıktı bilinmiyor.. Ama bu yüzden havayolu şirketleri tonlarca fazla yakıt harcadılar. Yolcular yine her uçuşta en az 45 dakikadan fazla beklediler. Çıkan faturayı kimse paylaşmak istemedi.

YERLİYE SÖZ GEÇİYOR

* Bakıyorum yerli firmalara söz geçiyor. İşte Antalya Havalimanı büyütüldü, devreye alındı. Esenboğa Havalimanı için yapılan pist dahil yatırımlar son aşamada. Yani yerli firmalara söz geçiyor ama Malezyalılara söz geçmiyor.

* Sabiha Gökçen Havalimanı kabına sığmıyor. Yolcunun sırtına yük oluyor. Her gün yeni uçaklar alarak büyüyen Pegasus ve AJet gibi iki düşük maliyetli havayolu şirketimiz önlerini göremiyorlar. Gecikmeler yüzünden uçuş ekiplerinin mesaileri doluyor, şirketleri zorda kalıyor. Yabancı havayolu şirketlerinin buraya uçma planları sınırlı kalıyor. Nereden baksanız Sabiha Gökçen'de sürekli hata yapılıyor. Malezya umursamıyor.

* Yaptırımlarla kurallar yeniden belirlenmezse Sabiha Gökçen Havalimanı tıkanacak. Bütün uçuşlarda şimdilerde minimum 45-60 dakikalık gecikmeler hızla artacak. Hoş daha şimdiden öyle... İnişler havada turlayıp yakıt harcayan, karbon salınımı arttıran uçakların gecikmeleriyle devam edecek.

* Böyle giderse Sabiha Gökçen Havalimanı, dost ülke Malezya'ya gösterilen tolerans nedeniyle Türkiye'ye çok pahalı bir fatura kesecek.

AYAKKABI ÇIKARMAK YOK
AMERİKA Birleşik Devletleri'ndeki havalimanlarında, güvenlik noktalarındaki kontroller sırasında ayakkabı çıkarma zorunluluğu kalktı. FAA diye bilinen Amerikan Sivil Havacılık otoritesi bu kararı birleşik devletlerindeki bütün havalimanlarına duyurdu. Yine de kontrolleri yapan güvenlik ekipleri aşırı platformlu ayakkabı giyenlerden ayakkabılarını çıkarmalarını isteyebilecek. Platform içinde bir şey gizlendiğinden kuşku duyulması bu kararın görevlilerce verilmesinde yeterli olacak. Bu arada üst kontrolü için içine girilen ve ellerin havaya kaldırıldığı sistemlerin artık daha duyarlı hale geldiği ve ayakkabı içi yapıların tümüyle tarayabildiği de gelen bilgiler arasında.

Avrupa ve Asya-Pasifik ülkelerinde yaygın kontroller içinde olmayan ayakkabı çıkarma zorunluluğunun da giderek azalacağı sanılıyor. Aynı şekilde yeni nesil güvenlik sistemlerinin sıvı yapısı belirleme özelliklerinin yaygınlaşması ile yolcuların yanlarındaki başta su olmak üzere birçok sıvıyı rahatça uçaklarına götürmeleri imkanı doğuyor. Ancak yasakların kalkması için, sıvıya duyarlı pahalı algılama sistemlerin havalimanlarında yaygınlaşması ile doğru orantılı bir gelişme bekleniyor.
Ayakkabı çıkarma zorunluluğu kalkarken henüz kemerlerle ilgili bir karar açıklanmadı. Birçok ülke havalimanlarında kontrollerde kemerlerin mutlaka çıkarılmasını istiyor.

YAHYA ÜSTÜN THY İLETİŞİM BAŞKANI
THY yönetimi yayınladığı bir duyuru ile organizasyondaki bazı unvan değişiklikleri ile yeni atamalar yaptı. Uzun yıllardır THY Basın Müşavirliği olarak anılan görev bundan böyle şirketin 'İletişim Başkanlığı' oldu. Yaklaşık 10 yıldır THY Basın Müşavirliği görevini yürüten Yahya Üstün de artık THY İletişim Başkanı olarak görevini sürdürecek. Var olan İletişim Başkanlığı ise 'Marka ve Tanıtım Başkanlığı' olarak adlanacak.

Yeni oluşturulan Emlak ve İnşaat Başkanlığına da Deniz Demiroğlu getirildi. Demiroğlu daha önce de bu görevi İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcılığı bünyesinde yapıyordu. Artık başlı başına bir başkanlık oldu. Şirketin son yayınlanan bildirisi ile Sosyal ve İdari İşler Başkanlığı görevine İbrahim Hünkar Han Çelikhatipoğlu atandı. Organizasyon değişiklikleri ve yeni atamalar 1 Ağustos 2025 tahininden itibaren geçerli olacak.