Birlikte güçlü Türkiye
Tek parti döneminde özellikle Kürtlere ve dindarlara büyük bir operasyon düzenlendi. Kürtlerin dilleri, kültürleri hatta yaşadıkları yer isimlerine varana kadar yasak getirilirken dindarlara da aynı şekilde inançları ve tarih bilinçleri tasfiye edilmeye çalışıldı.
Geçmiş darbe dönemlerine bakınız, hep bu iki kitle hedef alınarak, bahane gösterilerek ülkemizin birliği ve dirliği hedef alınmıştır. Öyle ki birine gerici,diğerine de bölücü denilmiştir.
Bu ülkenin dindar Türklerini ayrıştırmak, dirençlerini kırmak ve küresel emperyalist güçlerin hedefi haline getirmek için FETÖ'yü bir fitne aracı olarak sisteme dahil etmişlerdir.
Aynı şekilde bu ülkenin dindar Kürtlerini ayrıştırmak ve onları dindar Türklerden uzaklaştırmak için de PKK terör örgütünü kurmuşlardır.
Kısacası Kürtlerle Türklerin tarih boyunca bir araya geldiklerinde neler yaptıklarına şahit olan emperyalist güçler bu iki kadim milleti birbirinden ayırmak için her yola başvurdu.
Bir bakıma PKK eliyle kadim Kürt halkından Selahaddin Eyyubi'nin intikamını almaya çalıştı. Türklerle Kürtler ebediyen birbirlerine düşman olsunlar diye yapıldı bunlar.
Bu köşeyi takip edenler bilir, yıllardır buradan Türklerle, Kürtlerle, Araplarla velhasıl bu ülkede yaşayan herkesimden insanlarla birlik ve beraberlik mesajları verilmiştir.
Çünkü güçlü emperyalist devletlerin aramıza attığı ayrılık tohumları bizi içeride düşman ederken onların nüfuz alanlarını genişletti.
Biz ayrı düştükçe onlar kazandı, biz kavga ettikçe onlar zenginleşti.
Bakınız bizler insanın ne denli kıymetli bir değer olduğunu, onun ideolojilerden ve çizilmiş sınırlardan daha makbul olduğu gerçeğini bir türlü idrak edemedik/ettirilmedik.
80 yıldır aramıza atılan ve bir virüs gibi yayılan nefret hastalığına yakalandık. Bu öyle bir hastalık ki insanların ırkı, mezhebi ve dünya görüşü dudaklarımızdan birer küfür olarak döküldü.
Hakkını teslim etmek lazım, Erdoğan bundan tam 17 yıl önce ilk defa "Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorudur. Benim de sorunumdur. Kürtler bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır.
Hepimiz aynı toprağın insanıyız, millet olmak işte budur" dediğinde büyük bir ezberi bozmuştu.
Ve ardından çözüm süreci başladı. Büyük bir samimiyetle destek verdim. Çünkü biliyordum ki bu topraklar, medeniyetin, ilmin, ahlakın ve insanlığın beşiğidir. Kürtler de Türkler de bu coğrafyanın en mübarek en saygıdeğer insanlarıdır.