TikTok'un satışı ve ulusal güvenlik!

Batı'da, özellikle de ABD'de, Çin ve Rusya'nın internet alanındaki faaliyetlerine yönelik katı bir tutum söz konusu. Klasik demokrasi-otokrasi ikiliği üzerinden kalın çizgilerle birbirinden ayrılan internet alanı, egemenlik tartışmalarında önemli bir yer işgal etmektedir. Şebekeleşmiş otoriter devletler olarak tanımlanan Çin ve Rusya, Batı'ya göre, interneti kendi rejimlerini tahkim etme, muhalefeti kontrol etmek ve karşı istihbarat aracı olarak kullanmaktadırlar. Bu bakış açısının Batı'da oluşturduğu güvenlik kaygısı, ticaret ve teknoloji savaşları salınımında ciddi hukuk ihlallerine yol açtığı gibi özgürlüklerle ilgili yeni riskler de oluşturmaktadır.

Bilindiği üzere, ABD Ulusal Güvenlik Strateji belgelerinde Çin'e önemli bir yer ayrılmakta ve Çin daha ziyade teknolojik alandaki kapasitesi üzerinden ele alınmaktadır. Çin ve Rusya ile ticaret başta olmak üzere teknoloji alanındaki transfere ilişkin oldukça katı bir yaklaşıma sahip olan Trump'ın, ilk döneminde (2017) yayınlanan strateji belgesinde, her iki ülke de, ABD'nin çıkarlarına aykırı davranan stratejik rakipler olarak konumlandırılmıştır. Söz konusu belgede, otonom teknolojiler ve yapay zeka alanında ABD'nin Çin karşısında üstün olması gerektiğine dair bir öneri ortaya koyulmakta ve bu alandaki rekabetin önemine değinilmektedir.

ABD ve Çin arasında cereyan eden teknolojik savaşın son dönemde korumacı eğilimler üzerinden farklı bir evreye taşındığına şahit olmaktayız. Vergiler üzerinden ortaya çıkan tartışmaları paranteze alırsak Biden dönemi de dahil olmak üzere ABD yönetimi, Çin'e karşı üstün kalabilmek adına zaman zaman oyunun kurallarını değiştirmekte zaman zaman da oyunu yeniden kurmaya çalışmaktadır. Oyunun kurallarının yeniden yazıldığı açık bir örnek ise TikTok ile ilgili satış sürecidir.


ULUSAL GÜVENLİK ANA GEREKÇE Mİ

Biden'ın son görev senesinde ABD, (2024) Çin'i Tik Tok üzerinden espiyonaj ile itham etmiş ve ilgili platformun ulusal güvenliğe aykırı biçimde hareket ettiğini iddia etmiştir. Kullanıcı verilerinin Çin ile paylaşıldığı iddiası üzerinden ilerleyen bu tartışma, TikTok'un ya Amerikalı bir firmaya satılması ya da yasaklanmasını talep eden bir yasa sürecine evrilmiştir. 2024 yılı Mart ayında kongrede kabul edilen yasa tasarısı, Nisan'da senato'dan geçmiş ve nihai olarak Biden'ın imzalaması ile yasalaşmıştır.

Bu süreçte Çin ile ABD arasında çeşitli krizlere yol açan bu adım, birkaç gün önce nihayete erdirildi. Trump'ın bu konudaki ısrarlı tutumuna boyun eğen TikTok, yüzde 80'i ABD'lilere ait olacak bir hisse düzenlemesi ile satıldı. Süreç yönetimini doğrudan Başkan Yardımcısı JD Vance'in vaziyet ettiği bu satışın arka planındaki motivasyon ise ayrı bir tartışma konusu. Espiyonaj ve ulusal güvenlik gerekçesiyle ABD'lilere satışı gerçekleştirilen TikTok'u nasıl bir gelecek bekliyor Bu konuda konuşulanlara bakıldığında, yeni sahiplik yapısında, İsrail yanlısı Larry Ellison'un ismi sıklıkla dolaşımda. IDF'ye yönelik sempatisi ve İsrail'e yönelik açık desteği ile bilinen Ellison'un, aynı zamanda ABD ve İngiltere'deki konvansiyonel medyadaki ağırlığı da bilinen bir gerçek.