Terörsüz Türkiye sürecinde komisyona iştirak eden partilerin raporları, önümüzdeki dönemin yol haritasını şekillendirecek. Hiç kuşkusuz her siyasi partinin konuya dair yaklaşımını içeren bu raporlar, komisyonun nihai raporu açısından da bir görüş teşkil edecek ve kuvvetle muhtemel konsensüsle olmasa da ortak bir raporun çıkmasını temin edecektir. Dinleme faaliyetlerinin ardından ortaya çıkan bu bağlam, sürecin geleceğinde hangi parametrelerin rol alabileceği hususunu da ayrıntılandıracak nitelikte.
Partilerin raporları bir bütün olarak kamuoyuna deklare edilmese de özet olarak paylaşılan içerikler üzerinden, sürecin geleceğini şekillendirecek epey ayrıntıya vakıfız. İktidar partisi ve sürecin en temel bileşenlerinden biri olma vasfıyla AK Parti'nin raporuna odaklandığımızda, sürecin başarıya ulaşmasının bazı koşullara bağlı olduğunu görüyoruz. Buradaki en önemli koşul, güvenlik bürokrasisi ve MİT'e atıfla, PKK unsurlarının silahları bırakması ve bütünüyle fesih koşullarını yerine getirdiği noktasında teyit ve tescil süreçlerinin nihayete erdirilmesi. MİT'in saha raporunun ardından komisyon ve meclis süreçlerinin başlayacağı vurgusu önemli.Raporda bir diğer nokta da terör örgütünün bütün türevlerinin (unsurlarının) silahları bırakması ve özellikle Kandil ve Suriye sahasının terörden arındırılması. Tabi burada önemli bir ayrıntı daha var; terör örgütünün bütün unsurları ile birlikte silah bırakmasının yanı sıra terörü finanse eden kaçakçılık gibi alanların da tamamen ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Bu bağlamda raporun dikkat çektiği en somut hususlardan biri Şam Hükümeti ve SDG arasındaki 10 Mart Mutabakatı. Mutabakata yönelik ayak sürümelerin bir an önce sonlandırılması ve iradenin gerçekleştirilmesi en önemli beklenti. Son dönemde hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Bakan Fidan tarafından sıklıkla dile getirilen Suriye sahası, kendi gerçekliği içinde Türkiye açısından büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle, SDG'nin bir an önce üniter yapıya entegre koşullarını tamamlaması beklenmektedir. SDG'nin her defasında yeni bir formül ile kendisine özerklik tanıyabilecek maddeler üzerinde ısrarlı davranması ve özellikle orduya entegrasyon konusunda farklı arayışlar içerisinde olması süreci uzatan en önemli faktör.
GEÇİŞ HUKUKU VE TARİHSEL ÖRNEKLERSürecin hukuki bağlama taşınmasının önündeki engeller kalktığında, konunun yasal bağlamına ilişkin de bir adım atılacak. En önemli konulardan birisi olan "geçiş dönemi" ile ilgili düzenleme talebi, AK Parti'nin de sıcak baktığı bir husus. Raporda bu konuda yapılacak düzenlemeleri erken Cumhuriyet'teki bazı tecrübelerle karşılaştıran AK Parti, tarihsel örneklerden yararlanarak kendisine bir alan açmaktadır. Nitekim raporun öncesinde de Mehmet Uçum, Şeyh Said isyanının akabinde yapılan ve 1928'de yürürlüğe giren "1239 sayılı "Şark Mıntıkasında Muayyen Vilayet ve Kazalarda Ceraim Takibatı ile Cezalarının Tecili Hakkında Kanun"u örnek göstermiş ve benzer bir özel yasanın oluşturulabileceğine dikkat çekmiştir.

4