Siyaset mühendisliği yahut elit çatışması

YOL AYRIMI MIFarklı senaryoların tartışıldığı şu günlerde, en merak edilen husus, mutlak butlan durumunda, mevcut yönetim ve İmamoğlu'nun nasıl bir yol haritası belirleyeceği. CHP'nin 30 Haziran öncesi fiili olarak ikiye bölündüğü dikkate alındığında, mevcut yönetimin iki seçeneği var. Birincisi, geçiş süreci içerisinde delegeyi organik bir siyaset yaptıklarına ikna edebilmek ve tekrar yönetimi alabilmek. İkinci seçenek ise partide mevcut durumun sürdürülmesinin imkansızlığı tezi üzerinden yeni bir parti kurmak ve siyaset sahnesine çıkmak.

Yeni parti kurma seçeneğinin mevcut yönetim açısından makul olmadığı açık. Öyle ki bir parti olarak CHP'nin kurumsal kimliğini koruması durumunda, sol'a dair yeni bir siyaset geliştirerek iktidara karşı kuvvetli bir alternatif oluşturmak çok da mümkün değil. Nitekim CHP seçmeni, performanstan bağımsız olarak kurumsal kimliğe yönelik sıkı bir bağ içerisinde olduğunu her seçimde göstermekte ve kurucu parti vasfını tahkim eden bir yol takip etmektedir.

Çok fazla değişkenin sürece etki edeceği bu aşamada, Kılıçdaroğlu açısından da muhtelif senaryolar söz konusu. Örneğin, her ne kadar seçmende bir özgül ağırlığı olmasa da Kılıçdaroğlu ve ona yakın isimlerin gemiyi güvenli bir limana yaklaştırma söylemi, delege üzerinde pozitif bir etki yaratabilir. Süreç içerisinde Kılıçdaroğlu'nun partide etkili olabileceği hissi oluşur ise, CHP'deki elit dağılımı daha net biçimde şekillenebilir ve mevcut yönetimin yanında yer alan bazı aktörler pozisyonlarını