Herzog'un Chatham House sınavı

Dünyanın gözleri önünde bir soykırıma şahitlik yapmanın utancı, maşeri vicdanın iliklerine kadar hissettiği bir durum. 7 Ekim'den bu yana dramatik bir bilançoya imza atan İsrail'in hangi koşullarda nasıl durdurulacağı üzerine birçok tartışma yapıldı. Mevcut uluslararası düzen içerisinde kurumsal bir kapasite ile İsrail'in durdurula-mayacağı açık. Nitekim Güvenlik Konseyi başta olmak üzere birçok küresel mekanizmanın İsrail lehine işletildiği bilinen bir gerçek. ABD'nin koşulsuz şartsız desteği de dikkate alındığında, Gazze'deki silahlı direnişin dışındaki en önemli seçenek küresel düzlemde sivil inisiyatiflerin oluşturduğu İsrail karşıtlığı.

Boykot başta olmak üzere kitlesel düzeyde organize edilen protestolar, özellikle Batılı toplumlarda İsrail'e yönelik hükümet desteklerinin sorgulanmasını da beraberinde getirdi. Hollanda'daki hükümet krizi, Fransa'da geniş halk kitlelerinin İsrail eleştirisi, ABD'de Trump'a yönelik baskı ve son olarak İngiltere'de Starmer'a yönelik eleştiriler.

Henüz söz konusu eleştiri ve protesto dalgası Batılı hükümetlerin İsrail'e yönelik pozisyonunu radikal bir biçimde değiştirmese de İsrail'in soykırım işleyen bir devlet olduğu gerçeğini gün be gün tahkim etmektedir. Bu olguyu gözlemleyebileceğimiz en somut durum ise İsrail'in Batı kamuoyunda yapılan araştırmalarda negatif imajının her geçen gün artması.

Bir diğer gözlem sahası ise İsrailli devlet adamlarının Batılı ülkelere yaptıkları geziler. Bu bağlamda, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'un geçtiğimiz birkaç gündeki İngiltere temasları dikkate değer sonuçlar üretti. Starmer ile bir araya gelen Herzog'un, yapacağı görüşme öncesinde protestolara muhatap olması ve İngiltere basınında sert eleştirilerle karşılaşması, kamuoyu gücünün İsrail aleyhine geliştiğini gösteren somut bulgular. Özellikle İşçi Partisi seçmeninin İsrail'e yönelik yükselen karşıtlığı, seçmen ile Starmer arasında ciddi kırılmalara neden olmakta ve İngiltere'nin İsrail politikasının sürdürülebilir olmadığı yönündeki kamuoyu güçlenmektedir.


HERZOG CHATHAM HOUSE'DA

Fakat Herzog'un İngiltere temaslarında zorlandığı en önemli an Chatham House'da katıldığı toplantı idi. Toplantının başlangıcında Direktör Bronwen Maddox'ın iddialı ve beklenmeyen eleştirel girişi, salondakileri zor bir tartışmanın beklediğini gösteriyordu. Cesaretli bir tavırla konuşmayı açan Maddox, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de neler yaptıklarının dışında sınırların ötesindeki hukuk tanımazlığını da Katar saldırısı örneği üzerinden dile getirdi. Geniş bir bilanço ile İsrail'in bir terör devleti olduğu gerçeğini hissettiren giriş konuşması, Herzog'un sıkıntılı anlar yaşadığı zor sorularla devam etti.

Özellikle insani yardım konusunda Gazze'deki trajediye değinen Bronwen'a cevaben Herzog, insani yardım noktasında herhangi bir sorun yaşanmadığını iddia etti. Fakat çok açık ki İsrail kara propaganda ile Hamas'ın insani yardımlara el koyduğu ve bunları farklı amaçlarla kullandığını söyledi. Gerçek şu ki BM nezdinde bir insani yardıma bile tavır alan İsrail'in bu konuda inandırıcı olması da çok zor.