Ev zencilerinin İsrail hayranlığı

Avrupalı ülkelerin, her ne kadar sonuca etki etmese de son dönemdeki baskıları, İsrail'in izolasyonu ve uluslararası meşruiyeti açısından önemli sonuçlar doğurmaktadır. Fransa'nın Filistin'i tanıma yönündeki kararı ve hemen akabinde İngiltere'nin bu kararı şartlı da olsa destekleme yönündeki tutumu, bir dalga olarak devam etmektedir. İspanya'nın başından bu yana devam edegelen ısrarlı pozisyonuna ek olarak Avrupa'da oluşan bu dalgaya son olarak Hollanda'dan önemli bir destek geldi. Temmuz ayının sonunda Ben-Gvir ve Smotrich gibi soykırımla özdeşleşen isimlerin ülkeye girişini yasaklayan Hollanda, devamında İsrail'e yönelik sert tedbirlerin alınması yönünde bir hazırlık içerisine girdi.


VELDKAMP VE TARİHİ SORUMLULUK

İsrail'e yönelik ek tedbirler için ciddi bir performans gösteren Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp'ın uzunca bir süredir İsrail'in hedefinde olduğu bilinen bir gerçek. İsrail ile Hollanda arasında diplomatik krize neden olan bu adımların son evresi, koalisyondaki diğer partilerin İsrail lehine tavır alması ile sonuçsuz kaldı. Yoğun bir İsrail desteği ile hareket eden iki koalisyon üyesi, Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi ile aşırı sağcı Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi, İsrail'e yönelik herhangi bir yaptırımın karşısında yer almakla birlikte Filistin'in devlet olarak tanınmasına da karşı çıkmaktadırlar.


EV ZENCİSİNİN SİYASETİİsrail'in yoğun baskısı sonucu ortaya çıkan bu tabloda, Veldkamp ve partisine mensup sekiz bakan, İsrail'in engellenememesi nedeniyle istifa ettiler. İki ülke arasında krize evrilen bu sürecin tartışmalı isimlerinden birisi de Türk asıllı Hollandalı siyasetçi Dilan Yeşilgöz. Babasının 1980'lerin ortasında iltica ettiği Hollanda'da, özgürlük ve demokrasi kavramlarını ilke edinen bir siyasi partide görev yapan Yeşilgöz, neden ve hangi motivasyonla Gazze'deki soykırımın devam etmesinden yana bir tavır takınır Bu tavır sadece Gazze ile sınırlandırılabilir mi Bir soru ile bağlamı genişletirsek, Avrupa'daki Türk asıllı siyasetçileri söz konusu Türkiye olduğunda nasıl bir tutum takınırAvrupa'da siyaset yapan Yeşilgöz gibi isimlerin hem Gazze meselesi hem de konu Türkiye olduğunda katı bir karşıtlık içerisinde olmaları kanaatimce iki hususla izah edilebilir. Birincisi, Frantz Fanon'un ev zencisi olarak adlandırdığı psikolojik hal. Fanon'a göre ev zencisi, beyaz efendisinin dikkatini çekip ona yaranmaya çalışan ve hatta kendi ten renginden utanarak imkanı olsa rengini değiştirmeye çalışan kimsedir. Beyaz'a yani efendisine her daim öykünen ev zencisi, aşağılık duygusuyla her zaman efendisinin emrindedir. Fanon'un betimlediği bu tipoloji, Yeşilgöz gibi siyasetçileri tavsif etmek ve anlamak için pekâlâ kullanılabilir.

Avrupa'da siyaset yapan Türk asıllı siyasetçilerin özelde Türkiye karşıtlıklarının ikinci sebebi de ideolojik formasyonlarıdır. Şener Aktürk'ün 2018 tarihli Siyasal Mühendislik ve Avrupa'da Dindar Muhafazakar Müslümanların Dışlanması başlıklı çalışmasında, Avrupa'da nüfus ve siyasi temsil açısından Müslümanların oldukça dezavantajlı olduğu ifade edilir. Aynı raporun bizim yazıyı destekleyici tarafı ise, Avrupa'da siyaset yapan Türk asıllı siyasetçilerin ezici bir çoğunluğunun Türkiye karşıtı olmalarıdır. Bu karşıtlığın temel nedeni ise söz konusu isimlerin PKK ve DHKP-C başta olmak üzere radikal sol gruplarla olan ilişkileri. Tüm bu ilişki ve ideolojik formasyon, söz konusu Türkiye olduğunda bir karşıtlık olarak kendisini göstermekte ve Avrupa'daki siyasi partiler de zaten sınırlı olan temsil haklarını bu gibi isimlerden yana kullanmaktadırlar.