Dijital mücadelede yeni sayfa: Avrupa'dan X adımı

ABD eski başkanlarından Clinton'un da ifade ettiği gibi Soğuk Savaş sonrasında yeniden çizilen çatışma alanları içerisinde hiç kuşkusuz internet teknolojileri de yer alıyor. Özünde askeri ihtiyaçları karşılamak amacıyla geliştirilen internet, kısa bir süre sonra amacının dışında çok farklı işlevleri de yerine getirdi. Demokrasi ve özgürlükler ihracı başta olmak üzere siyasete doğrudan müdahale için de araçsallaştırılan internet teknolojileri, kutuplar arasındaki çatışmanın da en somut gözlemlendiği alanlardan birisi.

Çin-Rusya ve ABD arasında soğuk rüzgarların esmesine neden olan internet alanı, sadece özgür dünya ile otoriter rejimler arasındaki bir kavganın yansıması değil. Olağan koşullarda ticaret ve teknoloji savaşları üzerinden ilerleyen bu çatışma, olağanüstü dönemlerde farklı form ve çerçevelerde "özgür dünya" içerisinde de görülebilmektedir. Trump'ın ikinci dönemindeki ABD ile Avrupa arasında yaşanan bu mücadelenin boyutlarına bakıldığında, dijital alanın bu iki aktör arasında çok ciddi bir mücadeleye sahne olacağı açık.


X'İN BASKILANMASI

Son dönemdeki bu mücadelenin politik yansımaları Avrupa Komisyonunun X (Twitter) platformuna verdiği cezadan anlaşılabilir. Dijital Hizmetler Yasası'nı ihlal ettiği gerekçesiyle 120 milyon Euro ceza verilen X, gerçekten bu cezayı ihlal gerekçesiyle mi aldı Esas tartışma bu soru üzerinden ortaya çıkan bağlam üzerinden cevaplanabilir. Normal şartlarda, X ya da diğer sosyal medya mecralarının bir tür oligopol piyasa ürettikleri açık. Hatta bu şirketlerin sahibi olan aktörlerin dijital pastadaki payları ve diğer teknoloji yatırımları, alanı kontrol eden aktörlerin ne denli baskın olduklarını da göstermektedir. Bu tür bir piyasa mantığı içerisinde rekabet koşullarını ihlal ettikleri gerekçesiyle bu güne kadar birçok kez ceza aldıkları da bilinen bir gerçek.

Fakat bu sefer başka. Her ne kadar reklam havuzu konusundaki şeffaflık ve mavi tık ile ilgili teknik detaylar cezaya gerekçe gösterilse de konunun politik boyutta yorumlanmasına neden olacak somut göstergeler var. ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi'ne dair notları aktardığım bir önceki yazıda da ifade ettiğim gibi Avrupa ile Trump arasındaki ilişki, gün geçtikçe karmaşık bir hal alıyor. Rusya-Ukrayna Savaşındaki ihtilafın yanı sıra Avrupa'da aşırı sağa verilen destek ve son olarak strateji metninde Avrupa'ya medeniyet bağlamında yapılan özgürlükler uyarısı.


TRUMP'IN AVRUPA ZORU

Ceza sonrasında Trump'ın konuya dair açıklamaları da yeterince politik bir hattı takip ediyor. Trump'a göre, Avrupa regülasyon adı altında ABD'li şirketlere sansür uyguluyor ve özgürlükler bahsinde oldukça kötü bir sınav veriyor. Konunun teknik olmaktan ziyade siyasi olduğuna ikna olan Trump'ın yakın gelecekte Avrupa ile yaşadığı krizin seviyesini ne kadar yükselteceği ise muamma.